Sorunuzu belirlerken konunuzu daraltmış da olursunuz. Hangi
konu, vaka(lar) ve zaman aralığına odaklanacağınızı sorunuzla
belirleyebilirsiniz. En sağlam sorular bir puzzle / sorunsal ortaya koyan
sorulardır. Bunun için bir ön literatür vs. çalışması bile gerekebilir.
Örneğin, 1939’larda dünya siyasetindeki popüler pratik güç
kullanımı ve tek taraflılık iken Türkiye sorunlarını neden çok taraflı
diplomasiyle çözmekte ısrarcı olmuştur? 2017 yılında yayımlanan makalemin
sorusu buydu. Bir puzzle ortaya koyuyor.
En sağlam sorular bir puzzle / sorunsal ortaya koyan
sorulardır.
Literatürdeki ana görüşün aksine bir trend var. Bu da bir
puzzledır. 2018 makalemizde Türkiye ve Büyük Britanya’nın ortak bir düşman
algısı olmamasına rağmen neden 1930’larda ortaklık kurabildiklerini sormuştuk.
Çünkü ittifak kurma literatüründe ortak düşman önkoşulu vardır.
Başka örnek soru: Türkiye dijital diplomasiyi ne derece etkin
kullanmaktadır? Araştırma yaptınız ve Türkiye’nin etkili olmadığını gördünüz. O
zaman asıl sorumuz: Türkiye’nin dijital diplomasi etkinliği neden sınırlı
kalmaktadır? Özellikle doktora tezlerinden böyle bir puzzle beklenir.
Vaka seçerken de iki genel yöntem vardır. İlki, most similar systems design (en çok benzeyen vakalar) ve most different systems design (en çok farklılaşan vakalar). Bunlar, puzzlenızı oluşturmanıza da yardımcı olur.
İlkinde, birbirine (ekonomi, rejim, tarih, coğrafya,
politika vs..) çok benzeyen iki vakanın sizin konunuz özelinde neden
birbirinden farklı davrandığını araştırabilirsiniz. Mesela Korona konusunda
Güney Kore ve Japonya’nın neden farklı bir dış siyaset benimsediği gibi.
İkincisinde ise birbirine hiç benzemeyen iki vakanın sizin
konunuzda neden benzer siyaset izlediğini araştırırsınız. Türkiye ile Çin’in X
konusunda neden benzer adımlar atması gibi. Karşılaştırmalı çalışmak iyidir.
Ayrıca tek vaka seçmek isterseniz sorunuzu least likely case
ya da most likely case’e göre belirleyebilirsiniz. Seçeceğiniz vaka “siyah
kuğu” yani “critical case” olur. Yani, Millet gider Mersin’e bu vaka gider
tersine durumu.
Most likely case’de seçtiğin vakanın Mersin’e gitmesini
beklersin ama tersine gider. Türkiye’nin 1930’lu yıllardaki dış politikası
gibi. Least likely case’de ise vakanın tersine gitmesini beklerken Mersin’e
gider. Vaka seçiminizi bu puzzlelar üzerinden yapmanızı tavsiye ederim.
Tezin Giriş Bölümü
Bir tezin bence en önemli kısmı giriş bölümüdür. Jüri üyesi olarak tezleri okurken en çok beklenti içine girdiğim kısımdır giriş. Bunun iki temel nedeni var: Tanıtım ve justification. Giriş bölümü tezinizi tanıtır ve neyi neden yaptığınıza dair yanıtları barındırır.
Tez giriş bölümünde olmazsa olmazlar:
1- Giriş bölümüne
Araştırma sorunuzla başlarsınız; sonra tezin amacını, konunuzu, vaka(larınızı),
seçtiğiniz zaman aralığını ve varsa teorik ve yöntemsel yaklaşımınızı
açıklarsınız. Bu tanıtımdır.
2- Sonra
justification için şu soruları yanıtlarsınız: Bu konu neden önemli, neden bu
vakalar, neden bu zaman aralığı, neden bu teori veya yöntem.
3- Araştırma
sorunuza yönelik hipotezlerinizi sıralarsınız ve tez boyunca bu hipotezleri
nasıl test edeceğinizi vurgularsınız.
4- Girişte başka
bir olmazsa olmaz, teziniz akademik literatüre nasıl bir katkı sağlamayı
amaçlıyor, onu açıklamaktır. Ampirik katkı olabilir, yani daha önce ayrı ayrı
incelenen iki konuyu beraber incelersiniz.
Justification’ınız pragmatik değil, analitik olmalı. Yani
yine literatüre ve genel gelişmelere atıfta bulunarak justification’larımzı
yapmalısınız. Çünkü bu konuyu çok seviyorum ya da danışmanım öyle istedi gibi
bir justilîcation’dan kaçınınız
Daha önce ayrı ayrı incelenen iki konuyu beraber
incelersiniz demiştik. Örneğin, Self-determinasyon ve Kamu Diplomasisi daha
önce beraber pek çalışılmamıştır. Siz self determinasyon hareketlerinin nasıl
kamu diplomasisi kullandığına odaklanarak böyle bir boşluk doldurursunuz.
Örnek için tez öğrencim Eda ile yakın zamanda yayınladığımız
“Self-determinasyon hareketlerinde kamu diplomasisinin rolü: Katalonya örneği”
başlıklı makaleyi inceleyebilirsiniz.
Ya da daha önce incelenmemiş vakaları karşılaştırmalı çalışırsınız.
Burada öğrencileri yanıltan bir durum var. Tez konunuz hakkında daha önce tez
yazılmamış olması tezinizi özgün kılmaz. Daha önce sizin yapmak istediğiniz işi
yapmış yayınlar var mı asıl ona bakmalısınız. Sizin konunuz daha önce
çalışılmış ve üstüne tezler, yayınlar yapılmış olabilir ama sizin argümanınızı
birebir söyleyen yayın/tez olamaz. Böyle bir şey varsa, sizin teziniz o
argümanı aynı şekilde savunamaz. İllaki farklı bir şey söylemelisiniz ki
teziniz özgün olsun.
Farklı disiplinden bir teorik yaklaşımı kendi disiplininize
bir vaka üzerinden uyarlarsanız da literatüre katkı sağlamış olursunuz.
Didem’in doktora tezi, eğitim sosyoloğu John Meyer’in Dünya Toplumu teorisini
uluslararası ilişkilere adapte edip Türkiye-AB ilişkilerine uyarlamıştı.
Teorik bir katkı verebilirsiniz. Bir teorinin argümanlarını
geliştirebilirsiniz (theory refinement) ya da yeni bir kavramsal çerçeve ortaya
atarsınız.
5-Son olarak, tezinizin sonraki bölümlerini tek tek
tanıtırsınız.
Giriş bölümünde bu sıraladığım maddeler hem Yüksek Lisans
hem de Doktora tezlerinde olmalı. En azından tanıtım ve justification her
ikisinde de sabit olmalı.
Girişte ne yapmamalısınız? Uzun uzun tarihsel bağlamı
anlatıp konuya ve soruya bir türlü girememek mesela. Çok yapılan bir hatadır.
Öğrenci illa ki bir bağlam ekleyeyim refleksiyle dünya bir toz bulutuydudan
başlar, ama aslında biz jüri olarak o kısımları okumadan atlarız. Doğrudan
sorunuza ve konunuza odaklanmak isterim giriş bölümünüzü okurken. O yüzden
naçizane tavsiyem, başlarken hiç lafı dolandırmadan “Bu çalışma şu soruyu yanıtlamayı
amaçlamaktadır” diye başlayıverin.
Giriş kaç sayfa olmalı? Çok uzun ya da çok kısa olmamalı.
8-10 sayfada yukarı anlatılanlan sığdırabilirsiniz.
Girişi ne zaman yazmalı? Bence girişi en son yazmalısınız. Girişte
tezi tanıtacağınızdan, bitmiş bir eseri tanıtmak en etkilisi. Dolayısıyla tez
bittikten sonra girişi yazmak en mantıklısı olur. İlk önce yazarsanız, tez
bittikten sonra girişi tekrar yazmak zorunda kalabilirsiniz.
Literatür Taraması
Araştırma sorunuzu belirlediniz. Örneğin, sorunuz “Çok
benzer dış politika anlayışına sahip olmalarına rağmen neden Danimarka Dijital
Diplomaside ön plana çıkarken, İsveç geri planda kalmaktadır?”
Şimdi bu ve benzeri sorulara akademik literatürde nasıl yanıtlar
verilmiş (verilmiş mi?) ona bakmalısınız. Taramayı en genelden en özele doğru
alt başlıklara ayırmanızı tavsiye ederim.
Sorumuza yönelik şu şekilde olabilir:
1. Dijital
diplomasi üzerine teorik çalışmalar
2. Dijital
diplomasinin başarısı/etkisini belirleyen faktörler,
3. Dijital
diplomasi üzerine ampirik çalışmalar (hangi ülkelere odaklanılmış)
4. Danimarka ve
İsveç özelinde dijital diplomasi literatürü (tek tek ve karşılaştırmalı hangi
çalışmalar var).
5. Eğer teorik
bir yaklaşım kullanacaksanız o zaman literatüre, DK, SE ve diğer DD vakaları
hangi teoriler kullanılarak çalışılmış bunu da araştırıp literatür taramasına
ekleyebilirsiniz.
Buradaki amaç, sizin kullanmayı düşündüğünüz teori, bu
vakalarda kullanılmış mı, evetse nasıl, onu tespit etmek. Unutmayın, tez
yazmanın amacı yazılmamış olanı yazmak o yüzden literatür taramasının asıl
hedefi konunuzla ilgili ne nasıl yazılmış/yazılmamış, neler eksik kalmış onu
belirlemek ve teziniz için bir meşruiyet zemini oluşturmaktır. Literatürü alıcı
gözle okuyun, nereden bir eksik yakalarım da eleştirebilirim onu düşünün
okurken, ciddiyim. Literatür taramasının olabildikçe eleştirel olması
makbuldür.
Literatür taramasına nasıl başlarım? Yukarıda da vermiş
olduğum genelden özele literatür taramasının alt başlıklarını belirler ve her
bir başlık altına bulabildiğim tüm kaynakları eklerim. Böyle en az 100 kaynaklı
bir liste yaparım ve hocamla paylaşırım. İleriki süreçte yeni yayınlar bulursam
onları da eklerim.
Sonra da beni en motive eden alt başlıktan okumaya ve
yazmaya başlarım. Literatür taraması yazım süreci nasıl işler? Ben yüksek
lisans ve doktorada da aynısını uyguluyorum. Her alt kısım için öğrencilere
yaklaşık 1- 1.5 ay veririm. İlk tecrübeler için bu süre 2 aya da çıkabilir.
Sonra da yazılı/sözlü feedback verip düzeltmeler için 7-15
günlük yeni tarih koyarım. Bu şekilde devam eder. Yüksek lisans için literatür
taraması yazımı tahmini 5-6 ay sürebilir. Doktorada bu süreç bir yılı
bulabilir.
Doktora çok daha uzun bir program olduğundan tezin sonuna
doğru literatür taramanıza tekrar göz atıp güncelleştirmenizi tavsiye ederim.
İngiltere’de doktoranın ilk yılı literatür taraması ile geçer. 4. yıl tezi
bitirirken adeta literatür taramasını tekrardan yazarsınız çünkü aradaki 3
yılda yazılanları da eklemeniz gerekir.
Literatür taraması kaç sayfa olmalı? Standartı yok bu işin
ama benim tavsiyem yüksek lisans tezlerinde 50 sayfa kadar olmasıdır. Zaten
yüksek lisans tezinin en büyük özelliği iyi bir literatür taramasıdır, o yüzden
yer kaplar. Doktorada daha uzun/kısa olabilir.
Unutmayın. Literatür taraması yazmamızın amacı, konunuz ve
sorunuz hakkında neler yazılmış, nelere odaklanılmış ve neler eksik kalmış onun
fotoğrafım çekmek. Ki bu sayede tezimizde eksik kalan yerleri doldurabilelim. O
yüzden literatürü eleştirmekten korkmayın. Ben kimim ki demeyin lütfen.
Son olarak, bu süreçte danışmanınızı desteğe zorlayın. Net
bir zaman çizelgesi ve iş planı hazırlayın beraber. Size rehberlik yapmak
danışmanınızın resmi GÖREVİ. Gerekirse daha ilgili bir danışmana geçin. Böyle
bir hakkınız var.
Tezin Teorik Bölümü
Literatür taraması bitti, şimdi yol ayrımındasınız. Eğer
teori kullanacaksanız o zaman bir teorik çerçeve bölümüne ihtiyaç var. Bugünkü
konumuz şu olsun: Rusya ve ABD’nin son dönemdeki Suriye politikalarının rol
teorisi üzerinden karşılaştırmalı incelenmesi.
Bu durumda, Rol teorisiyle ilgili bir teori bölümü yazmalısınız.
Literatür taramasına benzer şekilde genelden özele doğru gidebilirsiniz:
1. Teorinin ana
tartışmaları
2. Vaka
uygulamaları
3. Rusya ve ABD
’ye tek tek ya da karşılaştırmalı uyarlamalar
4. Suriye
örneğine odaklanan ve en özelde Rusya ve ABD’nin Suriye siyasetlerine odaklanan
rol teorisi çalışmaları gibi.
Literatür taramasına benziyor ama o teori özelinde
yazıyorsunuz. Teorinin nasıl uygulandığı da çok önemli. Hangi kavramlar nasıl
kullanılmış, Literatür sizi yönlendirecektir.
Teoriyi tezinizde genel olarak iki şekilde
kullanabilirsiniz. Verili bir teoriyi kendi vakalarınızda test edersiniz. Yani
X teorisiyle vakalarınız nasıl açıklanıyor onu gösterirsiniz. Daha önce o teori
sizin vakalarınıza hiç uygulanmamışsa, yapacağınız çalışma orijinaldir.
İkinci olarak, teori üretebilirsiniz ki bu çok sık
yapılabilen bir şey değil, keşke yapılsa. Benim harcım olmadı henüz. Teori
üretmek kadar zor olmasa da, bence çok değerli olan başka bir yöntem, kavramsal
modelleme yapmaktır. Belli bir uluslararası ilişkiler teorisini kullanmayanlar
için candır.
Hipotezlerinizi test etmeyi kolaylaştıracak ve tezinizin
açıklama gücünü artıracak kavramsal bir çerçeve geliştirebilirsiniz. 2019
makalemde benzer bir modelleme yapıp, diplomatların dış politikaya nasıl etki
edebileceğinin teorik çerçevesini çizmiştim.
Burada önemli olan sizin çerçeve/modellemenizin başka
vakalara da uygulanabilirliğidir. Makalemde tarihsel bir vaka kullanmıştım ama
başka vakalarda da çerçevemin açıklayıcı olduğunu göstermek için günümüzden
örnekler de kullanmıştım sonuç kısmında. Daha doğrusu derginin hakemi benden
böyle bir şey yapmamı istemişti. Hakkını teslim edeyim sevgili hakemin. Bu
sayede modelinizin açıklama gücünü artırıp, ana argümanınızı daha güvenilir
kılarsınız.
Teoriler bizim ampirik dünyayı daha sistematik bir şekilde
anlamamızı ve/veya açıklamamızı sağlar. Peki, teoriyi kullanıp vakaları nasıl
analiz ederim? Teorinin ana sınıflandırmalarını, ana kavramlarını ve
argümanlannı kullanın, bu şekilde yazılmış makaleleri rehber alın.
Örneğin, Neoklasik Realizm’in 3 imgesini kullanarak 3 analiz
seviyesi üzerinden ABD’nin Suriye konusunda Türkiye’ye neden güçlü yanıt
veremediğini yazdık son çalışmamızda.
Burada hem teorinin ana kavramlarından “under-balancing”’i
kullandık, hem de neoklasik realizmin odaklandığı Lider faktörü (1. imge) hem
de dışişleri bürokrasisini (2.imge) mercek altına aldık. Teorinin baktığı farklı
analiz seviyelerinden bir Türkiye-ABD ilişkileri okuması yaptık bu sayede.
Teori iyidir. Tezinize güç katar. Özellikle doktora tezleri
için bence çok önemli bir unsurdur teorik çerçeve. Tabii bunu pratikle
birleştirmeniz, yani bir veri toplama ve analiz yöntemi benimsemeniz gerekir.
Ek olarak: Her tezin illa Uluslararası İlişkiler teorisi
kullanmasına gerek yok. Teorisiz de çok güzel tezler çıkabilir. Akademik
katkınız netse, teziniz sağlamdır. Önemli olan tez bitince jürinin “so what”
sorusuna doyurucu yanıtlar vermeniz. Teorisiz çok iyi YL/doktora tezleri
gördüm. Korkmayın.
Tezin Yöntemi
Doktorada mutlaka bir yöntem bölümüne ihtiyaç vardır, çünkü
orijinal bir akademik çalışma için orijinal veri ve analiz hayatidir. Eğer
özgün bir veri toplama ya da analiz tekniği kullanmıyorsanız, yüksek lisans
tezlerinde bence yöntem bölümü zorunlu değil ama en azından giriş bölümünüzde
birkaç paragraf hangi yöntemi nasıl ve neden kullandığınızı (mesela hangi
gazeteler, demeçler, veri setleri vs.) ve nedenini yazmalısınız, yoksa jüride
yazdırtırlar.
İtiraf edeyim, kapsamlı bir literatür tezi yazan ve argümanını
olabildiğince ampirik verilerle destekleyebilen yüksek lisans tezleri benim
için geçer değerdedir. Lakin, aday akademik bir kariyer hedefliyorsa, ve bunu
gerçekten istiyorsa, o zaman bence daha çok emek harcamalı ve yöntem kullanıp
orijinal veri toplayarak orijinal bir tez ortaya çıkarmalıdır. Bu tarz yüksek
lisans tezleri öğrenciyi çok üst seviyelere çıkarır; hatta öğrenci, tezinden
sağlam yayın(lar) çıkarıp ilerisi için burs/proje vs. bile kazanabilir.
Kendi hikayemden örnek vereyim ama lütfen bunu kendimi
övüyorum şeklinde düşünmeyin. ODTÜ Uluslararası İlişkiler bölümünde çok değerli
Necati Polat Hocamın danışmanlığında 2006’da yazdığım yüksek lisans tezinin (ki
bence çok leş bir tezdi) bence en güzel tarafı, TBMM’de 102 milletvekiline TDP
üzerine anket ve mülakat yapmamdı. 6 ay boyunca milletvekillerinin kapısını
aşındırdım. Anketleri doldurmayanlardan izin alıp kendileriyle mülakat yaptım.
Tezimin AB ile ilgili kısmını 2008’de Turkish Studies
dergisinde yayınlatmayı basardım, çünkü dergi hakemleri, her ne kadar yazımı
primitif de bulsalar, orijinal veri topladığım için major revision’dan sonra
yayına değer bulmuşlardı.
Bu yayınımın Londra Üniversitesi’nden doktora bursu almamı
kolaylaştırdığını rahatlıkla söyleyebilirim. “Daha Yüksek Lisans öğrencisi ama
SSCI yayın yapmış” dediler ve burs verdiler. O yüzden yüksek lisans tezi
yazanlar, lütfen bu yöntem işini uzun vadeli kariyer yatırımı olarak görün ve
ciddiye alın.
Yöntem bölümünün yazılmasındaki temel amaç, araştırma
sorunuza en açıklayıcı ve özgün yanıtı verebilmek için orijinal verilere nasıl
ulaştığınızı ve o verileri nasıl analiz ettiğinizi detaylarıyla ortaya
koymaktır. Bu sayede tezinizde, literatür taramasının ötesine geçip kendi
verilerinizle orijinal bir analiz yapma kapasitesine ulaşırsınız. Yani,
akademik literatür ne demiş, neyi eksik bırakmış, literatür taraması ile onu
tespit etmek hayati ama yeterli değil. O eksikliğin doldurulması için siz nasıl
bir yol izleyeceksiniz, yöntem bölümü bu yanıtı vermenizi sağlar.
Yöntem bölümünde
neler olmalı? Bence üç aşamalı olabilir:
1. Nasıl bir
çalışma yapıyorsunuz (single-N/tek vaka analizi, large-N/çok vakalı, ikili
karşılaştırma vs) onu neden nasılıyla ve metod literatürüne atıfla ortaya
koyarsınız.
2. Nasıl bir veri
toplama tekniği kullandınız (mülakat, anket, veri seti, arşiv, basın,
etnoğrafik gözlem, deney, belge analizi) onu ayrıntılarıyla tartışırsınız.
3. Nasıl bir
analiz tekniği kullandınız (söylem, içerik analizi, kalitatif, kantitatif vs)
detaylandırırsınız.
Yöntem bölümünüz, teknik anlamda, tezinizi yazarken
yaptığınız birçok seçimin nedenini ve nasılını açıklamak için yani
gerekçelendirmek (justification) için vardır. Yaptım ama bir sor neden ve nasıl
yaptım diyoruz yani. Örneğin, vaka çalışması (case study) yapacaksınız; veri
toplamak için mülakat yöntemini, analiz için de eleştirel söylem analizini
seçtiniz. Her kısmı yazarken, bunları neden seçtiğinizi, bu yöntemlerin neden
önemli olduğunu (avantajları-dezavantajları), çalışmanızı nasıl ileriye
taşıyacağını, sınırlılıklarını ve etik meseleleri, ilgili akademik literatüre
atıf yaparak, etraflıca açıklamalısınız. Örneğin, mülakat yaptınız. Şu bilgiler
mutlaka yöntem bölümünde bulunmalı: 1-Hedef kitle kim, 2-kaç kişi, 3-Hangi
sorular soruldu, sorular neye göre (hangi ampirik konular baz alınarak)
seçildi, nasıl kodlandı (hangi soruyla hangi hipotez test edildi), 4-Mülakat
nasıl uygulandı. İlk önce pilot uygulama yapıp sorularınızın anlaşılırlığını,
mülakatın süresini vs önceden tespit ediniz. 5-Hangi zaman aralığında
mülakatlar tamamlandı, uygulamada ne gibi zorluklar/sınırlılıklar/etik sorunlar
yaşandı (ses kayıt cihazı yasaktı not almak zorunda kaldınız,
“gatekeepers/eşikbekçileri” güvenlik görevlileri ve sekreterler size zorluk
çıkardı, hedef kişi mülakatta sürekli konuyu dağıttı, memur olduğundan resmi
söylem dışına çıkmaktan kaçındı, mülakat yaptığım kişi beni tanıyordu o yüzden
önyargılı yanıtlar vermiş olabilir vs...).
Bir de mülakat yapılanlara bir “informed consent” belgesi
imzalatmanız gerekir ki, mülakat sonuçlarını yayınladıktan sonra size dava
açamasınlar. Hatta orijinal veri toplayacak olanlar: sorularını okulunuzun etik
kuruluna sunup onay almak zorundasınız,
unutmayın sakın.
Tezimizde birden fazla yöntem seçebilir miyiz? Tabii ki. Çok
da iyi olur. Nitel ve nicel yöntemleri beraber de kullanabilirsiniz. Mixed
methodology, yani karma metodoloji. ABD’de bir ara çok popülerdi.
Bir ana yöntem belirleyip oradan edindiğiniz verilerin
güvenilirliği kontrol etmek için başka bir yöntem daha kullanabilirsiniz. Yani
toplanan verilerin sağlamasını başka verilerle yapıyorsunuz. Buna triangulation
ya da üç sütunlu araştırma stratejisi diyebiliriz.
Eşim Didem Buhari Gülmez doktora tezinde bu stratejiyi
benimseyerek resmi belgelerin analizine ek olarak AB Uyum Komisyonu üyesi olan
milletvekillerine mülakat, kamu ve özel sektörde AB uzmanı titriyle çalışanlara
da anket çalışması yapıp sonuçları karşılaştırmıştı.
Bu makalede önemli bir triangulation tekniği olarak
kullanılan EAR instrument anlatılıyor: E(go)-A(lter)-R(esearcher). Ego-ana
hedef kitlemiz (siyasetçi, lider vs), Alter-ikincil kitle (uzman, gazeteci,
halk vs). Researcher da biziz. Ego’dan aldığımız yanıtları Alter’e sorabilir,
sonra bu yanıtları kendi süzgecimizden geçirebiliriz EAR’a göre.
Bu arada topladığınız verilerin sonuçlarını yöntem bölümünde
tartışmayın! Ampirik bölümlerde ve tezinizin sonuç bölümünde detaylı tartışın.
Yöntem bölümü neyi nasıl neden yaptık ile ilgili olmalı. Sonuçlarınızı ve
analizlerinizi içermese iyi olur. Çünkü onlarla Diabloyu kesecez.
Analiz yöntemi olarak Eleştirel Söylem Analizini (ESA)
seçtiniz diyelim. Yöntem bölümünüzde, neden ESA’yı seçtiğinize ek olarak,
ESA’nın amacı, uygulanışı, literatürdeki uygulamaları, sınırlılıkları vs.
mutlaka belirtin. Özellikle tezinizin sonuç bölümünde analizinizi yaparken
ESA’nın temel analiz stratejilerinin (nomination, predication, argumentation
vs.) gösterdiği çerçevede analiz yapmaya özen gösterin.
Yeni başlayanlar için Londra’dan hocalarımızın yazdığı bu
kitaba göz atmanızı öneririm. Hangi yöntem neden önemli ve yöntem bölümü nasıl
olmalıya kadar temel şeyler bulabilirsiniz. Eşimle bu kitabın egzersizlerini
hazırlamıştık. Bu arada Libgen candır:)
Ayrıca vaka çalışması hakkında bu makaleyi tekrar
vurgulayayım. Bu tarz çalışmaları mutlaka tezinizin yöntem bölümünde tartışın.
(Eleştirel) Söylem Analizi meraklıları için: çok değerli hocalarım
Senem Aydın-Düzgit ve Bahar Rumelili’nin makalesini mutlaka okuyun. ESA’yı
Senem Hocamdan öğrendim. Hocalarımın diğer çalışmalarını da mutlaka okuyup
tezinizde kullanın.
Son olarak meraklısı için kendi doktora tezime erişim için
Google’a “understanding the euroscepticism in turkish politics royal holloway”
yazın. Göreceğiniz üzere Yöntem Bölümü 20 sayfa kadar. Yani öyle dünyaları
yazmanız gerekmiyor.
Tezin Sonuç Bölümü
Sonuç bölümü, tezinizin araştırma sorusuna etkin bir yanıt
vermeyi ve hatta onun ötesine geçmeyi amaçlar. O yüzden sonuç kısmını
sindirerek yazın. Önceki bölümlere tekrar göz atın, temel bulgularınızı ve
orijinal örneklerinizi not alın, bir şey atlamayın.
Birçok öğrencide gözlenen eğilim (zamanında ben de yaptım),
ödev ve tezlerinin sonuç kısmını hızlıca çalakalem yazmaktır. Uzun süre tezin
başında yıpranan öğrenci, sonuç kısmına geldiğinde teze yönelik motivasyonunu
kaybetmiş, hatta tezinden bıkma noktasına gelmiş olabilir. Bu yüzden sonuç
kısmını hızlıca aradan çıkarma güdüsüne kapılabilir. Bir an önce bitsin
kurtulayım diyorsunuz değil mi? Öyle değil işte o iş. Çünkü jüriler, tezin ikna
ediciliğini sonuç bölümüne bakarak denetler. Bu yüzden jüriler sonuç kısmını
daima alıcı gözle okur.
Önceki bölümleri nakış gibi dokuyup sonuç bölümünde hayal
kırıklığı yaratan çok tez gördüm. Sonuç bölümünüz sağlam değilse, tezinizi ikna
edici bir şekilde anlatamamışsınız demektir. Ne kadar iyi bir tez yazarsanız
yazın, sonuç kısmını boşlarsanız, jüri de sizi boşlar.
Tezinizin sonuç bölümüne nasıl başlarsınız? Polemiğe
girmeden doğrudan şöyle başlayın derim: “Bu çalışma şu soruya geçerli bir yanıt
aramıştır. Literatürde halihazırda bu soruya yönelik X sayıda yanıt
bulunmaktadır. Lakin bu yanıtların konuyu açıklama gücü şu nedenlerden dolayı
eksik kalmaktadır. Literatür şunları göz ardı etmektedir. ilgili açığı
“Sonuç bölümünüz sağlam değilse, tezinizi ikna edici bir
şekilde anlatamamışsınız demektir. Ne kadar iyi bir tez yazarsanız yazın, sonuç
kısmını boşlarsanız, jüri de sizi boşlar.”
kapatmak amacıyla, bu çalışma (şu teoriyi, yöntemi, kavramı
kullanarak) literatürdeki hakim yaklaşımlardan farklı bir argüman ortaya
koymaktadır. Bunu da şu vaka(lar) üzerinden tartışmaktadır.”
Yani tez sorunuzu, konunun önemini, literatürdeki boşluğu,
sizin getirdiğiniz yeni bakış açısını teori/yöntem/vakaları- nız üzerinden
birkaç sayfa/paragraf anlatarak sonuç kısmına başlayabilirsiniz. Bu kadar mı?
Durun daha yeni başladık.
Bu genel anlatımdan sonra sonuç bölümünüzü 4 ana başlık üzerinden yazmanızı tavsiye ederim:
1-Hipotezlerinizin tartışılması
2-Tezinizin akademik literatüre katkısı
3-Çalışmanızın sınırlılıkları
4-Jüride gelebilecek sorulara yanıtlar
1- Hipotezlerinizin
tartışılması: Hipotezlerinizin ne derece açıklayıcı olduğunu (saha)
araştırmanızdan edindiğiniz bulgularla test edersiniz. Bu sayede açıklama gücü
en yüksek olanı/onları vurgularsınız. Bu(nlar), araştırma sorunuza tezinizin
verdiği ana yanıt(lar) olacaktır.
2- Tezinizin akademik
literatüre katkısı: Bu kısma çok önem verin, çünkü jüri doğrudan bu konuya
odaklanacak ve hatta tezinizde katkınız net değilse bu soruyu savunmanızda size
soracaktır. Dünkü zincirde de belirttiğim gibi ampirik, teorik, kavramsal vs.
birçok katkı öne sürebilirsiniz. Sonuç bölümünde bu katkıları İKNA EDİCİ bir
şekilde (örneklerle vs) detaylandırmanız ve kanıtlamanız gerekmektedir.
3- Çalışmanızın
sınırlılıkları: Bu kısımda çeşitli nedenlerden ötürü (para, zaman, dil)
tezinizde yer veremediğiniz konuları vurgulamaksınız. Örneğin; dil engelinden
dolayı bazı kaynaklara erişemediniz. Zaman kısıtlılığından ötürü şu vakalara
odaklanamadınız, finansal imkansızlıklardan saha araştırmanız kısıtlı kaldı.
Tabii doktorada mutlaka Tübitak/YÖK/ Fulbright vs. araştırma bursu alıp saha
araştırması yapmalısınız. Türkiye’de bazı okullarda sahaya inmeden doktora
verilebilir. Bu durum sizi yanıltmasın. Saha araştırması olmadan doktora tezi
olmaz. Sadece literatür taraması ve basın/demeç analizi ile yüksek lisans tezi
olur ama doktora tezi OLMAZ. Ne yapıp edin sahaya inin.
Önemli not: Kantitatif çalışanların çeşitli verisetlerini
kullanarak yaptıkları analiz de bence saha araştırması sayılır.
Başka bir sınırlılık, siz tezi bitirirken çok önemli olaylar
olur korona gibi, onu tezinize ekleyecek zamanınız kalmamıştır. Sonuç kısmında
bu son dakika gelişmelerinden bahsedip ileriki çalışmalarda detaylandırılması
gerektiğinin altını çizersiniz.
Konunuzla doğrudan ilintili olmayan ama vakanızı etkileyen
gelişmeler vardır, onları da kısaca belirtip, neden sizin tezinizin onlara
odaklanmadığını da anlatırsınız. Bir de vaka çalışmanızdan edindiğiniz bulgunun
ne derece diğer vakalara genellenebilir olduğunu da tartışın.
4- Jüride gelebilecek
sorulara yanıtlar: Jürinin size sorabileceğini düşündüğünüz sorulara bu
kısımda yanıt vermeye çalışın. Bunun için mutlaka güvendiğiniz birkaç kişiye
tezinizi okutun ve onlardan zor sorular bekleyin. “Bu ne işimize yarayacak”
sorusunu zaten yanıtlamanız lazım.
Onun dışında vakalarınızla, şeçtiğiniz alt konular,
kavramlar, teori, yöntem ile ilgili ne gibi zorlayıcı sorular gelebilir. Onları
önceden düşünün ve aklınıza gelen soruları sonuç bölümünüzde yanıtlamaya
çalışın.
Muhtemelen jüri, neden bu aktörlere/vakalara/teoriye/
yönteme odaklanmadın gibi bir soru soracaktır. Ben doktora tezimde Türkiye’deki
siyasi partilere odaklanıp, neden kamuoyuna odaklanmadığımı anlatmıştım. Jüride
neden iş çevrelerine odaklanmadın sorusu geldi. Tabii sonra ekledik.
Başka bir örnek; Türkiye’nin Suriye politikasını Neoklasik
realizmle anlatırsınız, jüri size neden Dış Politika Analizi literatürüne
odaklanmadın diye sorabilir. Önceden bu tarz sorulara yanıtlarınızı bu kısma
yazarsanız çok iyi olur.
Olası soruları tez hocanızla tartışıp ortak bir strateji
belirleyin. 2018’de tez öğrencim Özge Taşkın ile bu konuda epey kafa yorduk.
Özge’nin jürisi 30 dakikadan az sürdü, çünkü Jüri üyeleri soracak çok soru
bulamadı. Çünkü Özge birçoğunu zaten sonuç kısmında önceden yanıtlamıştı.
Şu etken de önemli. Gelebilecek sorular hakkında düşünecek
zamanınız olacak mı? Birçok öğrenci tezini son saniyeye kadar yazdığından bir
sonraki aşamayı düşünme fırsatı bulamıyor. Tavsiyem mutlaka öngörülen tez
teslim tarihinden 5-7 gün önce tezi bitirip okuyun, okutun, tartışın.
Sonuç bölümü kaç sayfa olmalı? Bence kısa olmasın. Yüksek
Lisans tezinde 5-10 sayfada sonuç kısmı toparlanıp halledilebilir ama doktora
tezinde anlatacağınız çok şey, paylaşacağınız çok bulgu olacaktır. Benim
doktora tezimin sonuç kısmı 35 sayfa kadardı. Kural yok ama öyle işte.
Bir de belirtmeden geçemeyeceğim. Şöyle bir şehir efsanesi
var: “Sonuç bölümünde referanslama yapılmaz”. Böyle saçma bir eğilim var bazı
çevrelerde. Tez ve makalelerin sonuç kısmında referanslama yapılmazmış. Oldu
zanım:)
Geçende yazımı gönderdiğim bir derginin hakemi de aynısını
söylemiş. Gerekli “akademik” yanıtı verince geri adım attı. Böyle bir yazılı
kural YOK arkadaşlar. Gerekli gördüğünüz yerde referansı yapıştırın. Ben makale
abstractında bile referanslama yapan gördüm.
Tez yazımı serimizi burada bitiriyoruz arkadaşlar. Tez yazım
süreçlerinize katkı sağlaması dileğiyle. Sağlık ve bilim dolu bir hafta
dilerim.
Seçkin Barış Gülmez
Twitter: https://twitter.com/sbarisgulmez
E-posta: baris.gulmez.2009@live.rhul.ac.uk
Seçkin Barış Gülmez Hocanın Diğer Yazıları
Akademik Kadro İlanları uygulamasını indirin akademik haberler, akademik kadro ilanları, burs ilanları, akademisyenler, akademisyen olmak isteyenler, akademik kariyer yapanlar, yapmak isteyenler ve yüksek lisans & doktora hakkında bilgilere anında ulaşın. |
- Akademik Kadro İlanları
- Burs İlanları
- Açık Arşiv Siteleri
- Ücretsiz Kurslar
- YDS/YÖKDİL
Link:
Not: Telegram Kanalını takibe alanlar birbirlerini göremez ve özelden mesaj yazamazlar. Ayrıca tüm paylaşımlar sadece yönetici tarafından yapılır.