![]() |
Göçlerin nedenleri ve sonuçları |
Osmanlı'da Göç ve Nedenleri
Bir kişi, grup ya da toplumun bir yerleşme alanından bir
diğerine, bir ülkeden bir diğer ülkeye yönelik sürekli veya süreli olmak üzere
gerçekleştirdiği yer değiştirme hareketine göç denir.
Göçler güzergâh, yön açısından devletin sınırları esas
alınarak iç göç ve dış göç diye ikiye ayrılmıştır. İç göçler, bir ülke
sınırları dahilinde meydana gelen yer değiştirme hareketleridir.
Kişilerin göç sebepleri birbirinden bağımsız ve farklıdır.
Doğal afet, savaş veya devletin güvenlik veya başka bir gerekçeyle aldığı
önlemler sonucu gerçekleşen nüfus hareketleri iç göç kapsamına girmektedir.
Dış göç farklı sebeplerle bir ülke sınırlarını her iki yönde
aşarak yapılan nüfus hareketleridir. Bu göçler gerçekleştiği yöne göre içten
dışa göç veya dıştan içe göç şeklinde tanımlanmaktadır.
Bireysel göç bireyin kendi iradesiyle gerçekleştirdiği yer
değiştirme hareketidir. Büyük bir topluluğun kısa bir sürede yaptığı göç ise
kitle göçü olarak adlandırılır. Bu tür göçler sürekli değildir. Seyrek
zamanlarda ve kendine has şartlar ortaya çıktığında meydana gelir.
Kitle göçleri genellikle, savaş, ihtilal, isyan ve doğal
afetler sonucu ortaya çıkar.
Zorunlu göçleri de kendi içinde gruplandırmak mümkündür. Bu
tür göçlerin bir kısmında göç kararını doğrudan merkezi otorite verir. Burada
birey edilgen bir durumdadır. Mübadele, sürgün, nefy, tagrib, tebid, tenkil,
tehcir uygulamasına tabi tutulanlar Bu gruba girerler.
Aslında burada da mübadeleye tabi tutulanı diğerlerinden
ayırmak gerekmektedir. Zira sürgün, nefy, tagrib, tebid, tenkil ve tehcir
uygulaması na tabi tutulanlar merkezi otorite tarafından herhangi bir şeyle
suçlanmaktadır. Mübadil böyle bir suçlamanın da muhatabı değildir. Sadece
kimliğinden dolayı bulunduğu mekânı terk etmesi kendisine dikte ettirilmiştir.
Muhaceret, mültecilik, sığınmacılık ve doğal afetlere bağlı
göçler de zorunlu göç kapsamına dahil edilmektedir. Burada zorunluluğa karar
veren göç edenin kendisidir. Yani göçmen, mülteci, sığınmacı, depremzede meskûn
olduğu bölgede yaşamak için gerekli asgarî şartların kalktığına hükmederek
mekânı değiştirmektedir.
Göçe karar verene göre göçler serbest göçler ve zorunlu
göçler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Gönüllü göçler olarak da tanımlanabilen serbest göçlerde
göçmen gideceği yeri, zamanı ve şartları kendisi tayin etmektedir. Göç
etmediğinde canına ve malına herhangi bir saldırı söz konusu değildir. Göçmen
yaşam standartlarını arttırmak düşüncesiyle göç etmeyi tercih eder.
Kişiler bulundukları bölgede insanca yaşaması için asgari
şartların ortadan kalkması halinde çözümü göç etmekte bulabilir. Bu şartlarda
gerçekleşen göçler zorunlu göç kavramına girer. Bu tür göçler daha ziyade kamu
yöneticilerinin iradesiyle gerçekleşir. Sınır dışı etme ve iki devletin
karşılıklı nüfus değiştirmesi bu tür göçlere girer.
Kitle boşaltması olarak tanımlanan deprem, sel ve savaş gibi
felaketler sırasında nüfusun güvenliğini sağlamak amacıyla tüm nüfusun belli
bir yerden diğer bir yere taşınması zorunlu göç kapsamı içerisindedir.
Göçler yer değiştirme sürelerine göre de daimi göçler,
geçici göçler ve mevsimlik göçler şeklinde üçe ayrılmaktadır.
Mevsimlik göçler yılın belli dönemlerinde meydana gelen
göçlerdir. Bu göçler genellikle tarım ve tarım dışı alanlardaki geçici işlerle
ilgili göçlerdir.
Bazı ülkelerin, göç politikalarının ve göçmen kabulü ile ilgili yasalarının sonucu olarak yabancı ülkelerden gelen göçmenleri belli özellikleri dikkate alarak kabul etmelerine ise seçimli göç adı verilmektedir.
Göçlerin Nedenleri
Göçün sebebini belirleyen iki unsur vardır: Birincisi terk
edilen mekân, ikincisi ise yerleşilen mekândır.
Kişiyi yurdundan koparan ve göç etmeye zorlayan sebeplere
itici sebepler denir. Yerleştiği yerin şartları ise çekici sebepleri
oluşturmaktadır.
Toplumları yurdundan, ocağından koparan ve başka diyarlara
gitmeye zorlayan sebepler itici sebeplerden kurtulmak için olabilir. itici
sebeplerle çekici sebeplerden hangilerinin kişiyi daha fazla etkilediği hususu
her hadisede farklılık göstermektedir.
Serbest ve bireysel göçlerin nedenleri birbirinden çok
farklı olabilmektedir. Bununla beraber yine de söz konusu göçlerin nedenlerini eğitim, sağlık, ekonomik olarak gruplandırmak mümkündür.
Zorunlu göçlerin nedenlerini ise sınır bölgesinde güvenlik
koridoru oluşturma siyaseti, doğal afetlere karşı halkı korumak, savaş
sonrasında yeniden uyum veya savaş sonrası bir bölgenin hâkimiyet açısından el
değiştirmesi şeklinde gruplandırmak mümkündür.
Nüfus artışı ve iklim şartları başlı başına göç sebebini
oluşturmaktadır.
Söz konusu toplumun bir kısmı yerinden oynadığı zaman bu
harp, istila ve genel göçlere sebebiyet verebilmekteydi. Dolayısıyla genel ve
kitlesel göçlerin ana nedenlerinden birisi nüfus artışı ve bunun doğurduğu
Demografik baskıdır.
Nüfus baskısı ekonomik baskıyı da beraberinde getirir. Söz
konusu baskılar sonucu refah seviyesi düşük toplumdan müreffeh topluma, nüfus
fazlası toplumdan nüfusu az olan gelişmiş ülkeye yönelik kitle göçleri
gerçekleşir.
Modernite öncesi göçlerin ana nedeni iklimde meydana gelen
geçici veya sürekli değişim ve kullanma sonunda toprakların insan ve hayvan
yiyeceğini yeterince üretememesi sonucu açlık ve kıtlığın baş göstermesidir.
Göçlerin bir diğer ana nedeni otoritelerin din ve milliyet
ayrımları yapması, ötekine hayat hakkı tanımamasıdır. Balkanlarda 19. yüzyıl ve
20. yüzyıl başlarında gerçekleşen göçleri buna örnek olarak göstermek
mümkündür.
Ticaret nedeniyle oluşan göçler, sermaye birikimi ve kültür
değişmeleri bakımından önemli olmakla birlikte, az sayıda insanı kapsar.
Birey ve toplum için can ve mal güvenliği şüphesiz çok
önemlidir. Kişi can ve malını tehlikede gördüğü anda bulunduğu mekânda gerekli
korumayı sağlayamazsa çözümü kendini güvende hissedeceği yere göç etmekte
bulmaktadır.
Göçlerin Sonuçları ve Etkileri
Göç evlilik ve sair yollarla toplumların karışmasını sağlar.
Dinsel, kültürel ve sosyal farklılıkların olmadığı yerlerde karışım daha hızlı
ve geniş bir şekilde gerçekleşir. Kısa sürede yerli - göçmen kaynaşması
sağlanır.
Bu karışım ve kaynaşma siyasî, ekonomik ve kültürel
faktörlerin de etkisinde kalırsa yeni bir toplum oluşturacak niteliklere
ulaşılır.
Göç kültür değişmelerinin de ana nedenidir. Göç hem göçmeni,
hem de yerli halkı değiştirir, yerli-göçmen kaynaşması gerçekleşir. Bu
kaynaşmanın gerçekleşmesinde mevcut
otoritenin izlediği nüfus politikası etkilidir
Göçlerin en büyük etkisi kişiseldir. Göç kişinin her alanda
bilinçlenmesini sağlar. Göçmenler yeni yerleştikleri kasaba, şehir ve ülkede
yaşam kültürüne yabancı olmalarının yanı sıra sosyal yapının da en alt
bölümlerinde yer alırlar.
Göçmen bu yabancı ortamda her bakımdan marjinal bir durumda
olduğunu anlar ve bu duruma düşme sebeplerini araştırır.
Göç Onlara yeni bir kimlik ve şahsiyet kazandırır.
Savaşlarda üretici nüfus genellikle cepheye sürülür. Geride
kalan çocuk, kadın, yaşlı ve hasta nüfus çareyi göç etmekte bulur. Bunların da
önemli bir kısmı salgınhastalık ve yetersiz beslenme sebebiyle hayatını
kaybetmektedir. Dolayısıyla hem göçmen kitlesi ve hem de göçmenin gittiği ülke
bu durumdan zarar görmektedir.
Göçlerin ekonomik sonuçları oldukça karmaşıktır. Teorik olarak göç veren ülke ekonomik kayıp, göç alan ülke ise ekonomik kazanç elde eder. Zira göçmen kafileleri ekonomik gelişme konusunda değişikliklere daha yatkın olurlar. Onlar kendi memleketlerindeki olumlu üretim vasıtalarının yanı sıra yeni vardıkları yerin imkânlarını da dikkate alarak daha faydalı gelişmelere öncülük ederler. Fakat yerli toplum için işsizlik sorunu ortaya çıkabilir. Bu da yerli göçmen gerginliği ve hatta çatışmasına sebebiyet verebilir. Göç veren ülkede Demografik kaybın yanı sıra ekonomik kayıp da söz konusu olur.
Nitekim göçlerin nedenleri ve göçlerin sonuçları üzerinde durduk. Göçler üzerine bilgi sahibi olmuşuzdur..
Göç ve Göçmenler Serisi
- Göç Nedir?
- Göçlerin Nedenleri ve Sonuçları
- Osmanlı'da Göç Hareketleri ve Göçmenler