Napolyon Savaşları - Fransa'nın Koalisyon Savaşları

Napolyon savaşları nedir ve nelerdir? Napolyon savaşları kimler arasında yapılmıştır. Napolyon savaşlarının nedenleri nelerdir? 

Napolyon Savaşları - Koalisyon Savaşları

Fransız İhtilali Serisi:

Napolyon savaşları anlatmaya başlanmadan önce bu koalisyon savaşının sebeplerini açıklamamız gerekmektedir. Zira napolyon savaşlarının sebeplerini öğrenemeyiz.

Avrupa İle Fransayı Karşı Karşıya Getiren Nedenler

1-İhtilalin ilk gelişmeleri dışarda pek endişe yaratmadı. Fakat ihtilalin gelişmeleri ile korku ile izlemeye başlamışladır. Avrupa devletlerinin bu korkuları kendilerini, Fransa ile çatışmaya sürüklemiştir.

2-1789 gecesi ilan edilen, derebeyliğin ve ayrıcalıkların ilgası Fransa’ya karşı tutumlarını önemli derecede etkilemiştir. Zira, derebeylik, o zamanki Avrupa toplumlarının temel düzeni idi ve hükümdarlar da güçlerini böyle bir düzenden almaktaydılar. Bu düzenin Fransa' da yıkılması, kendi halkları için de bir örnek olabilirdi.

3-Derebeyliğin yıkılmasına müteakip bir kısım asiller Fransa dışına kaçmaları ve Avrupa monarklarını ihtilalciler aleyhine kışkırtmaları da etkili olan bir diğer gelişmedir. Bunlar ihtilali bastırmak için, bir yandan asker toplamaya çalışıyorlar, bir yandan da Avrupa'nın diğer hükümdarlarını, ihtilalcilere karşı harekete geçirmek için yoğun propaganda yapıyorlardı.

4-28 Ağustos 1789'da İnsan ve Vatandaş Hakları Demeci'nin ilanı ise, Avrupa monarşileri için büsbütün korkutucu oldu. Vatandaşların eşitliği ve temel hak ve hürriyetlerinin ilanı, hükümdarın sınırsız otoritesi için ağır bir darbe idi. Ya şimdi bütün halklar aynı şey için ayaklanırsa? Bu,monarkların, akıllarına bile getirmek istemedikleri bir şeydi.

5-Fransız İhtilali karşısında Fransa Kralı aciz bir durumda kalmıştı. Kral'ın halk indindeki nüfuz ve prestijini kaybetmesi kendileri için bir ürperti halini almıştı.

6-Kurucu Meclis, 1790’da kabul ettiği Kilise Yasası ile, Kilise'nin de ayrıcalıklarını kaldırmış, Kilise mallarına elkoymuş ve Kiliseleri, mali bakımdan devlete bağlamıştı. Keza, papazlar, göreve başlarken, İhtilal adına yemin edeceklerdi. Bu yasa, Avrupa kiliselerinde ve özellikle Papalık devletinde büyük tepkilere sebep oldu.

7-1791 Anayasası, "egemenlik millete aittir", "bütün iktidarlar kaynağını milletten alır" ve "Kanundan daha üstün bir otorite yoktur ve Kral ancak kanunla hükümdarlık yapar" demekteydi. Bu fikirler Avrupa milletleri arasında yayılacak olursa, devletlerinin sallanmaya başlaması işten bile değildi.

8-Fransa, İhtilal fikirlerini bir yayılma aracı olarak kullanmaya başlamıştır. Örneğin

a-) Alsace topraklarında bir takım prenslikler vardı. Buralar halkının çoğunluğu da fransızdı. İşte bu fransız halk, 1790’da ayaklanarak, kendilerini Fransa'ya kattıklarını ilan ettiler ve Fransa’daki ihtilal rejimi de bu katılmayı kabul etti.

b-) Papalık Devleti'ne bağlı olan Avignon halkı, Eylülünde 1791 ayaklanarak, Papalıktan ayrılıp, Fransa'ya kauldıklarını ilan ettiler. Fransa bu katılmayı da kabul etti.

Bu olaylar da monarkları ve özellikle sınırları içinde çeşitli milli azınlıkları barındıran devletleri korkuttu. Demek oluyordu ki, kendi topraklarındaki herhangi bir halk Fransa'ya katıldıklarını ilan etseler, Fransa, antlaşmalarla bağlı bulunduğu yükümlülükleri bir yana koyup, bu toprak katılmalarını kabul edecekti.

» Kral Louis, 5 Ekim 1789'da Versay'dan Tuileries Sarayı'na geldiğindenberi kendisini büyük baskı altında hissediyordu. İşte bu durum içinde, kaçmaya karar verdi. Bu plana teşebbüs ederken, Avusturya Hollandası (Belçika) sınırına yakın Kral taraftarı olan Kuzey Ordusu'na ulaşmayı Bu Orduya ulaşabilirse, ihtilalcilere karşı direnebileceğini inanıyordu. Kral ve ailesinin Paris'ten çıkışı kolay oldu. Fakat 1791 gecesi tanındı ve tutuklanarak Paris'e getirildi. Bu olay bütün Fransa' da büyük heyecan uyandırdı.

» Kralın kaçma teşebbüsü iki bakımdan önemli sonuçlar doğurdu.

1-Kralın bu kötü niyeti karşısında, gerek halk içinde ve gerek Yasama Meclisi içinde bulunan Cumhuriyet taraftarlarının sayıları çoğalmaya başladı.

2-Bu olayın, Avrupa'nın diğer mutlak hükümdarları üzerinde yaptığı etkidir. Avrupa hükümdarları, ilk defa olarak bir Kral'ın, ayaklanan bir milletin önünde küçük düştüğünü görüyordu.

3-Kral'ın kaçışının içerde doğurduğu bir diğer sonuç da, Yasama Meclisi'nin, Kral'ı, görevlerinden almasıydı. Kral'ın ve karısının odalarının önüne nöbetçiler dikilmiş ve dışarı ile temasları sıkı kontrol altına alınmıştı.

» Fransa Kralının başına gelen olaya İlk tepkiyi Prusya ve Avusturya'dan tarafından verildi.

» II. Katerina da Avusturya ile Prusya'yı devamlı kışkırtıyordu. Amacı ise, bu iki devleti Fransa ile uğraştırıp, o sırada Polonya'daki (Lehistan} bağımsızlık hareketinden yararlanarak, Polonya topraklarından daha büyük bir parça koparmaktı.

» İngiltere ise şimdilik bu işlere karışmıyor ve gelişmeleri dikkatle izliyordu.

Avusturya ve Prusya İle Savaş

Pillnitz Bildirisi

» Prusya Kralı ile Avusturya İmparatoru biraraya gelerek Fransa'nın durumunu görüştüler 27 Ağustos 1791 de Pillnitz Bildirisi yayınladılar.

1-Fransa Kralı'nın içinde bulunduğu durumun bütün Avrupa hükümdarlarını ilgilendirdiği için XVI. Louis’i tahta geçirmek üzere harekete geçileceği bildiriliyordu.

2-Pillnitz görüşmelerinde "Göçmenler Ordusu" kurmasıda kararlaştırılmıştı.

» Fransa, Avusturya'dan Göçmenler Ordusu'nun dağıtılmasını istedi.Lakin Fransa istediği neticeyi alamayınca 1792'de, Avusturya ve Bohemya Kralı savaş İlan etti.

» Fransa savaşa çok kötü şartlar içinde giriyordu. Zira ortada düzenli bir ordu yoktu.

» Avusturya ile beraber Prusya da savaşa katılmış ve müttefik orduların komutasını, Prusyalı Mareşal de Duc de Brunswick üzerine almıştı. Brunswick kuvvetleri Fransa sınırlarını aşıp, Fransız ordularını yendikten sonra, kendilerine Paris yolu açılmıştı. Fakat, müttefik orduların ilerleyişi bundan sonra yavaşladı. Çünkü, Brunswick'in amacı Fransa'yı işgal etmek değildi. Esas amaç, ihtilalcilere baskı yapmaktı.

» Duc de Brunswick, Fransa'ya baskısını askeri güçle değil, başka yolla yapmak istedi. 1792’de bir bildiri yayınlayarak, Kralın otoritesini iade etmek için Fransız topraklarını işgal ettiğini, Kral ve ailesine bir zarar geldiği takdirde, Fransızların çok ağır bir şekilde cezalandırılacaklarını bildirdi. Bildiri gerçekten çok ağırdı.

Valmy Savunması

» Duc de Brunswik, farkına varmadan, Fransız milliyetçiliğini ve Fransız vatanperverliğini harekete geçirdi. Kral ve Kraliçeyi  Temple kulesine hapsettiler. Böylece Krallık, "fiilen" sona eriyordu. Fransız orduları 1792'de Valmy Savunması ile Brunwick'in ilerleyişini durdurdu.

» Valmy savunmasının yapıldığı gün Krallığın ilgası ile Cumhuriyet'in ilanına karar verildi. Bu suretle Fransa' da Krallık ve onunla birlikte, 1789 danberi devam eden "meşruti monarşi" sona eriyor ve Cumhuriyet dönemi başlıyordu. Buna, Fransa tarihinde I. Cumhuriyet denir ve 1804 Aralık ayına kadar devam edecektir.

» Cumhuriyet rejiminin ilk meclisi "Convention" (Konvansiyon) adın alır.

» Konvansiyon'un Avrupa'ya karşı yaptığı ilk iş, 15 Aralık 1792'de Avrupa Halklarına bir bildiri yayınlamasıdır. Bu bildiri ile, Avrupa halklarına da Fransız İhtilalinin ilkeleri tanınıyor ve Fransız ordusuna bu ilkeleri yayma ve uygulama görevi veriliyordu.

» Konvansiyonun ikinci ve büyük icraatı, Kralın idam edilmesidir. XVI. Louis, 21 Ocak 1793 günü giyotinle idam edilmiştir.

İngiltere'nin Savaşa Katılması ve Fransa'ya Karşı Birinci Koalisyon

» Kralın idamı, Fransa'yı bütün Avrupa ile savaş haline getirdi. Çünkü tepkileri çok derin oldu.

» Fransa, Avusturya ve Prusya ile savaşa tutuştuğu zaman İngiltere kımıldamamıştı. Çünkü, Başbakan Pitt, dışarda bir takım sorunlarla uğraşmaktansa, İngiltere'nin mali ve ekonomik sorunlarını çözümlemeyi tercih etmişti. Hatta, ihtilalin ilk yıllarında ihtilali, az çok sempati ile karşılamıştı. Fakat 1792' den itibare ortaya çıkan gelişmeler, İngiltere'nin tutumunu değiştirmiştir.

» Valmy savunmasından sonra Fransız orduları, muharebelerde başarılı olmaya başladılar. 1792 Avusturyalıları yenen Fransızlar, bugünkü Belçika'yı tamamen ele geçirdiler.

» Avrupa’ya göre Fransa, milletleri hürriyete kavuşturmak bahanesiyle bir fetih ve ilhak politikası izlemekteydi. Özellikle Belçika'nın Fransa'nın eline geçmesi, İngiltere'yi en hassas noktasından vurmuştu. Çünkü, İngiltere Manş kıyılarında kuvvetli bir devletin bulunmasını, Avrupa dengesi bakımından daima tehlikeli bulurdu. Şimdi İngiltere'ye göre Fransa'nın Belçika'ya yerleşmesi Avrupa dengesini bozuyordu. İngiltere buna seyirci kalamazdı.

» Kral'ın idamı ise İngiltere'de büyük korku ve heyecan uyandırdı. İhtilalciler fazla ileri gitmeye başlamıştı.

» Nihayet burada, İngiltere'nin, şimdi Fransa'dan Amerikan ihtilali’nin intikamını almak istemesini de gözönünde tutmak gerekir.

» Bütün bu sebeplerden İngiliz-Fransız münasebetleri gerginleşince, Konvansiyon 1793'te İngiltere ve Hollanda'ya savaş ilan etti. Ne varki, bu savaş ilanı kararından sonra, İspanya, Hollanda, Napoli, Toskana, Venedik ve Papa da Fransa'ya karşı savaşa dahil oldular. Fransa'nın karşısında yer alan devletler blokuna Birinci Koalisyon denir.

» Birinci Koalisyon'un kurulması ile beraber, Fransa'nın savaş alanındaki durumu yeniden kötüleşti. Bir dizi yenilgiler başladı. Fransa Belçika' dan çıkarıldı ve kuzeyde ele geçirdiği bir çok şehirleri tekrar kaybetmek zorunda kaldı.

» Dışarda durum böyle iken, Fransa'nın içi de karıştı. Mecburi askerlik sistemi kabul edildiğinden, bir çok şehirlerde, mecburi askerliğe karşı ayaklanmalar çıktı. Bu durum içinde sıkı tedbirler almak gerekiyordu. Bu sebeple Konvansiyon anayasayı yürürlükten kaldırdı. Bir "Selameti Umumiye Komitesi" kuruldu. İhtilal Mahkemeleri kuruldu ve "Şüpheliler Kanunu" çıkarıldı. Bu kanun çerçevesinde, kendisinden en küçük ölçüde şüphe edilenler bile, İhtilal Mahkemeleri'ne sevkedilerek ağır cezalara ve çoğunlukla ölüm cezasına mahkum oluyordu. Her türlü kişi hak ve hürriyetleri rafa kaldırılmıştı. Hasılı Fransa' da bir Terör rejimi uygulandı.

» Konvansiyon'un aldığı sert tedbirler 1794 yılında etkilerini göstermeye başladı ve durum düzeldi.

» Fransız orduları 1794 Avusturyalıları yenerek Belçika'ya girdiler. Diğer bir Fransız ordusu ise, İngiliz ve Hollandalıları yenerek Hollandayı işgal ettiler. 

Fransa'nın durumunun düzelmesinde şu sebepler rol oynamaktaydı:

1-İngiltere, Fransa'ya karşı savaşa katılmakla beraber, Avrupa karasındaki mu harebelere aktif bir şekilde katılmadı. Esas itibariyle para yardımı yapıyordu. İngiltere, Fransa'nın kısa sürede yenileceğini düşünerek Fransa'nın sömürgelerini ele geçirmeye çalışıyordu. İngiltere ile Fransa arasındaki savaş sömürgelerde yapılmaktaydı.

2-Karada çarpışan müttefik kuvvetleri kuşatma muharebesi yapmaktaydılar.

3-Avusturya'nın savaşla çok meşgul bulunduğu bir sırada, Prusya ve Rusya arasında Polonya sorunu çıkmaya başlamıştı. Prusya dikkatini Polonya'ya yönelterek, Fransa'ya karşı yapılan savaşta Avusturya’ya fazla bir yardım yapmadı.

» 1794 sonlarından itibaren Fransa'nın zaferler elde etmeye başlaması ile birinci koalisyon parçalandı. Her biri yavaş yavaş savaştan çekilmeye başladılar.

» İlk barış antlaşmasını 1795’de Prusya imzaladı. Bu barış antlaşması ile Prusya, Ren'in batı kıyılarının Fransa'ya ait olduğunu kabul ediyordu.

» Prusya'nın arkasından Hollanda da barış imza etti. Hollanda'da, Fransa'nın etkisiyle bir Batavya Cumhuriyeti kurulmuştu. Bu olay, ihtilal fikirlerinin dışardaki ilk önemli etkisi ve zaferi idi. 1795’de Hollanda'nın imza ettiği barışa göre Hollanda Fransa'nın ittifakına giriyor, donanmasını Fransa'ya bırakıyor, 25.000 kişilik bir işgal ordusunu beslemeyi kabul ediyor ve nihayet Fransa'ya 100 milyon Florin savaş tazminatı ödemeyi kabul ediyordu.

» Hollanda'nın barış imza etmesi ve özellikle Fransa'nın ittifakına girmesi üzerine İngiltere Hollanda güyanı’nı işgal etti.

» Fransa ile barış imzalayan üçüncü devlet İspanya oldu. İspanya ile barş 1795’te imzalandı. Bu anlaşma ile İspanya tarafsız kalmayı taahhüt ediyordu. Fakat bir yıl sonra Fransa, İspanya'yı ittifakına alacaktır.

» Bu barış antlaşmalarından en önemlisi, hiç şüphe yok ki, Prusya ile olanıdır. Zira, İhtilal Fransası ilk defa olarak Avrupa'nın kuwetli devletlerinden biri tarafından tanınmış oluyordu. Bu barış antlaşmasının giriş kısmında Fransa'nın adı ''Fransız Cumhuriyeti" diye geçiyordu.

» Hollanda ve İspanya ile yapılan barışlar ise, Fransa'yı deniz kuvveti bakımından güçlendirmekteydi.

» Barışı imza etmemiş olan iki devlet, Avusturya ile İngiltere'ydi.

» Bu barış antlaşmalarından sonra  Konvansiyon'un görevini sona erdiriyordu ve normal bir yönetime geçmek üzere, 1795 III. Yıl Anayasası denen yeni bir Anayasa ile yönetimi kuruluyordu. Bu yeni rejimin özelliği, yürütme kuvvetinin bir tek kişi yerine, beş kişilik bir kurula verilmesiydi.

Napolyon Bonapart Kimdir?

» Napoleon Bonaparte, 1769 yılında Korsika'nın Ajaccio şehrinde doğdu. Babası fakir bir avukattı. Napolyon 8 kardeş içinde, yaş itibariyle ikincidir.

» Napolyon 10 yaşında iken, Korsika' daki Fransız Valisinin yardımı ile Fransa' daki Brienne askeri okuluna parasız yatılı olarak kabul edildi. Bu okulda, özellikle matematik ve tarihten iyi notlar almıştır. Hafızası fevkalade kuvvetliydi. Fakat bu okuldaki öğrenimi, kendisini parlak zekalı bir öğrenci olarak göstermemiştir.

» Napolyon, bu okuldan 1785 yılında topçu subayı olarak mezun oldu. Aynı yıl babası da öldüğünden, ailesinin bütün yükü onun üzerine çöktü ve bu sebeple de ilk yıllar çok sıkıntılı günler geçirdi.

» Napolyon'un bir asker olarak yıldızının ilk parlaması, 1793 Toulon ayaklanmasında olmuştur. Toulon halkı İngilizleri yardıma çağırmış ve İngilizler Toulon limanını kuşatmışlardı. Bu kuşatmayı kırmak için, Napolyon'un bir topçu subayı olarak Savaş Konseyi'ne sunduğu plan kabul edilmiş ve bu planın uygulanması ile İngilizler Toulon'dan kaçarak kuşatmaya son vermişler ve Toulon kurtarılmıştır. Kaçarken İngiliz donanması epey de kayıp vermiştir. Bu başarı üzerine Napolyon, 24 yaşında iken Generalliğe terfi ettirildi.

» Napolyon bu sırada, Jakobenler'den Robespierre'in kardeşi ile yakın arkadaştı. Robespierre'in idamından sonra, Jakobenler'le ilgisinden dolayı tutuklandı ve giyotine gitme tehlikesi geçirdi. Lakin kurtuldu. Bir süre boşta gezen ve gözden düşen Toulon kahramanı, 1795 yılının sonlarında, Kralcıların Paris'te çıkardıkları bir ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi. Napolyon bu ayaklanmayı sert bir şekilde bastırınca, yıldızı yeniden parladı. Zira bu ayaklanmayı bastırmakla Direktuarı kurtarmıştı.

» Direktörlerden Carnot, Napolyon'dan çok hoşlanmıştı. Carnot, Napolyon'u çok takdir ediyordu.

» Josephine de Beauharnais ile tanışıp evlendi. Bu kadının direktörler üzerinde büyük nüfuzu vardı. Bu suretle Napolyon'un, iki etkin Direktör ile yakın temas kurması, kendisinin, Avusturya'ya karşı sevkedilecek ordunun komutanlığına getirilmesini sağladı.

Avusturya'nın Yenilmesi: 1796-1797

» Direktuvar'ın ilk işi, Avusturyayı yenmek için harekete geçmek oldu.

» Napolyon 1796 ilkbaharında Karşısına Sardunya ve Avusturya orduları çıktı. Napolyon bu ikisini birbirinden ayırdı ve 1796 Sardunya'yı yenerek barış imzaladı.

» Bundan sonra Avusturya ordusunu yenen Napolyon 14 Mayısta Milano'ya girdi. Napolyon, kuzey İtalya halkına, kendilerine hürriyet getirdiğini ilan ederek Avusturya'ya karşı ayaklanmalarını bildirdi. Bu konuda da başarılı oldu.

Campo Formio Barışı

» Napolyon'un bütün kuzey İtalya'ya kontrol altına alması üzerine, Avusturya Napolyon'la, 17 Ekim 1797'de, Campo Formio barışını imzalamak zorunda kaldı. Bu barışın imzalanmasında Napolyon, Direktuar'ın kendisine verdiği talimatı bir kenara atıp kendi görüşlerine göre bir barış yapmıştı. Fakat Avusturya'nın barış imzaladığı haberi Paris'te o derece sevinç gösterilerine sebep oldu ki, Napolyon ismi, genç bir general olarak, bütün ağızlarda dolaşıyordu. Fransa şimdiye kadar bu kadar güzel bir barış yapmamıştı. Zira Fransa şimdi tabii sınırlarını kazanıyordu. Napolyon kuzey İtalya' da gerçek bir ihtilal yapmıştı.

» Campo Formio barışına göre: 1795'de Fransa'nın işgal ve ilhak ettiği Belçika'nın, Fransa'ya ait olduğunu Avusturya kabul ediyordu. Belçika'nın kaybına karşılık, Venedik Cumhuriyeti toprakları, Avusturya ile Fransa arasında bölüşüyordu. Adige nehrine kadar olan Dalmaçya kıyılarını Avusturya alıyordu. Adige nehrinin sağında kalan topraklar, Napolyon'un kurduğu "Cisalpine " Cumhuriyetinin oluyordu. Venedik'e ait Yedi Ada’yı Fransa alıyordu. Venedik donanması da keza Fransa’ya geçiyordu.

Campo Formio Antlaşmasının Önemi

1-Venedik Cumhuriyeti artık tarihten siliniyordu.

2-Avusturya Adriyatik Denizi' ne çıkıyordu.

3-Yedi Ada'yı alan Fransa, Osmanlı İmparatorluğu ile komşu oluyordu. Bu komşuluk ve yakınlık sebebiyle, ihtilal fikirleri Osmanlı İmparatorluğunun Balkan topraklarına da sıçrayacak ve bu durum Osmanlı-Fransız münasebetlerini etkileyecektir.

4-Napolyon'un kuzey İtalya'da bir takım "Cumhuriyetler" kurmasıyla ihtilal fikirleri bütün kuzey İtalya'ya yayılacak ve bu durum İtalyan milli birliğine giden yolu açacaktır.

"İngiltere İle Mücadele: Napolyon'un Mısır Seferi 1798-1799

» İngiltere yalnız kalınca, Fransa ile barış yapmak istedi. 1797 yılında Fransa ile İngiltere arasında bir uzlaşma görüşmeleri yapıldı. Fakat bir sonuç çıkmadı.

Fransa Dışişleri Bakanı Talleyrand İngiltere’yi dize getirmek için şu teklifi sundu;

İngiltere'ye "hassas" olduğu bir noktadan vurmak gerekir. Bu nokta da Mısır' dır. Mısır, İngiltere'nin Hindistan'la olan ulaşım yollarının üzerinde gayet stratejik bir noktaydı. Bu nokta ele geçirilir ve İngiltere'nin Hindistan'la olan bağlantısı burada kesilecek olursa, İngiltere ekonomik sıkıntıya düşer ve Fransa ile barışa mecbur kalırdı. Ayrıca, Talleyrand'a göre Osmanlı İmparatorluğu'nun Mısır üzerindeki otoritesi zayıf olduğundan burası kolayca ele geçirilebilir ve Fransa bir sömürge kazanabilirdi.

» Napolyon'un kafasında ise, Mısır sınırlarını aşan geniş tasarılar vardı. Akdeniz'de, Malta ve Mısır'ı ele geçirerek, İngiltereyi Kızıl Deniz'den kovacak, Süveyş'te kanal açarak, Hindistan'a kadar uzanacaktı. Napolyon'a göre, Mısır seferi, İngiltere'yi barışa zorlamanın çok ötesinde bir nitelik taşımaktaydı.

» Fransa büyük bir donanma ve 35.000 askerle Napolyon 19 Mayıs 1798'de Toulon limanından hareket etti.

» Napolyon, Toulon'dan ayrıldıktan sonra, yolda Malta'yı ele geçirdi ve 2 Temmuz 1798' de İskenderiye'ye gelerek orasını da işgal etti.

» Napolyon, Temmuz'da Kölemenler'le yaptığı Ehramlar Muharebesi'ni kazanarak Kahire'yi işgal etti.

» Amiral Nelson komutasındaki İngiliz donanması Fransız donanmasını İskenderiye'de yakaladı. 1 Ağustos 1789 Abukir (veya Ebuhır) koyunda yatmakta olan Fransız donanmasına ani bir baskın yaptı. Vakit gece yarısı olduğu zaman, güçlükle kaçabilen dört gemi hariç, Fransız donanması diye bir şey kalmamıştı. Napolyon'un Fransa ile bağlantısı kopmuştu artık.

» Kur'an'ın yalanlarla dolu olduğunu söyleyen Napolyon, Mısır'a ayak bastığından itibaren, halkın sempatisini çekmek için İslam'ı kullanmaya çalışmıştır.

» Mısır seferi, Fransa'ya karşı yapılan mücadeleye iki yeni devletin de katılmasına sebep olmuştur: Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu.

Rusya'nın Koalisyon Savaşlarına Katılmasının Sebepleri:

1-Malta Şövalyeleri Rus Çarı'nın himayesine girmişlerdi. Napolyon'un, Mısır'a gelirken Malta'yı alması Rusya'yı sinirlendirdi.

2-Campo Formio Antlaşması ile Yedi Ada'yı alan Fransa, buradan Mora ve Arnavutluk'ta kışkırtmalar yapıyordu. Balkanlar'a kendisi göz koyan Rusya, buraların Fransa'nın eline geçmesinden korkmaya başladı.

3-Mısır'ı ele geçiren Napolyon, buradan yukarı çıkabilir ve Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkabilirdi. Halbuki Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları üzerinde Rusya'nın emelleri vardır.

» Bu sebeple, İngiltere 1798'de ve Rusya da 1799'da Osmanlı Devletiyle ittifak yaptılar.

» Tarihte ilk defa olarak Rus donanması Boğazlar' dan geçti ve Osmanlı donanması ile birlikte Yedi Ada'yı zabtetti.

» Napolyon, Suriye'yi işgal ederek Osmanlı Devleti'ni barışa zorlamak üzere 1798 Aralık ayında harekete geçti. Gazze ve Yafa'yı aldıktan sonra, Mart 1799'da Akka önlerine geldi. Yafa'yı aldığında, 3.000 kadar Türk, esir olarak Napolyon'un eline düşmüştü. Napolyon bunların hepsini öldürtmüştür.

» Akka'yı, Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizam-ı Cedit askeri savunuyordu. Osmanlı ve İngiliz donanması da Cezzar Ahmet Paşa'ya denizden yardım ediyordu. Napolyon Akka'yı kuşatma altına aldı ve bu kaleyi düşürmek için iki ay uğraştı. Denizle bağlantısı kesildiğinden, Mısır'dan da çok uzaklaşmış olduğundan ve Kölemen çeteleri de Napolyon kuvvetlerini arkadan vurmaya başladığından, Napolyon'un askerleri büyük sıkıntı içine düştü. Napolyon, Cezzar Ahmet Paşa ile anlaşmak için kendisine bir kaç defa mektup yazdı ise de, Paşa bu mektuplara cevap bile vermedi. Napolyon, Akka'nın kuşatmasına daha fazla devam edemiyeceğini görünce, 25 Mayıs 1799'da kuşatmaya son vererek, dönmek üzere harekete geçti. Akka hezimeti Napolyon'un ilk yenilgisi oluyordu.

» Bu sırada Fransa'nın iç durumu karışmıştı. Direktuvar'ın yönetimi çok gevşekti. Suistimal alıp yürümüştü. Halk bundan çok şikayetçiydi. Diğer taraftan, İngiltere Fransa'ya karşı ikinci koalisyonu kurmuş, şimdi Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu da savaşa dahil olmuş ve Avusturya yeniden savaşa başlamıştı. Bu sebeple, Napolyon Fransa'nın yönetimini eline almaya karar verdi ve Fransa'ya dönerek, bir askeri darbe yaparak, Meclis'i dağıttı ve Direktuvar yönetimine son verdi.

» 1799’da Konsüllük Napolyon (Consulat) rejimini kurdu.

» Bu suretle Napolyon 15 yıl süre ile Fransa'nın kaderini eline almış olmaktaydı.

Fransa'ya Karşı İkinci Koalisyon

» Napolyon'un Mısır seferi sırasında, İngiltere, Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu Fransa'ya karşı birleşmişlerdi. Fakat aynı zamanda Avusturya da Fransa'ya karşı harekete geçmişti. Böylece Fransa’ya karşı ikinci koalisyon kurulmuştu.

» Napolyon Fransa'ya döndüğü zaman Fransa'nın durumu kötüydü. Napolyon hükümet darbesini tamamlayıp, iktidarı ele alınca, İngiltere ve Avusturya'ya barış teklif ettiyse de, olumlu cevap alamadı. Bunun üzerine Napolyon da harekete geçti. 1800’de Avusturyalıları hezimete uğrattı.

Lunevelli Barışı

» Bu yenilgiler üzerine Avusturya barışa razı oldu 1801'de iki devlet arasında Lunevelli barışı imzalandı.

Lunevelli Barışına Maddelerine Göre;

1-Avusturya Campo Formio başarısını bir kere daha kabul ediyordu. Yalnız Campo  Formio'dan farklı olarak, Napolyon da Papalık Devleti’nin yeniden kurulmasını kabul ediyordu.

» Avusturya'nın savaştan çekilmesinden sonra ikinci koalisyon dağılmaya başladı. Bir defa, Osmanlı Devleti'nin hem Rusya ve hem de İngiltere ile arası açıldı. Rusya Yedi Ada'dan çekilmek istememişti. İngiltere de, Mısır'ın Hindistan bakımından arzettiği önemi gördüğünden, Mısır'dan askerini çekmek istememişti. Bu şekilde Osmanlı Devleti'nin bu iki devletle münasebetleri bozuldu.

» İngiltere ile Rusya'nın da birbirleriyle münasebetleri bozuldu. İngiltere, yine Malta'nın, "Hindistan Yolu" üzerindeki stratejik önemin gördüğünden, Akdeniz'in bu stratejik adasından çekilmek istemedi. Halbuki Malta Şövalyeleri Rusya'nın koruması altında idiler. İngiltere'nin Malta'yı işgal ile buradan çekilmek istememesi Rusya ile münasebetleıini bozdu.

» Avusturya ile Rusya'nın da münasebetleri bozuldu. Her iki devletin de orduları kuzey İtalya'ya girip fransızları yendikten sonra, iki devlet arasında görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Avusturya, eskiden olduğu gibi Kuzey İtalya'ya yerleşmek ve burasını kendi kontrolu altında tutmak istiyordu. Rusya ise, İtalya'nın bu bölgesinde kendisine minnettar bağımsız devletler kurma peşindeydi.

Amiens Barışı

» İngiltere'ye gelince: İngiltere bu sırada iç güçlüklerle karşı karşıya kalmıştı. Devamlı muharebeler ve Fransa'nın Avrupa'da toprak kazanması sonucu, mali ve ekonomik sıkıntılar içerisine girdi.

» İngiltere bu şartlar içinde iken, Luneville barışının imzası üzerine Pitt Başbakanlıktan düştü. Yerine Başbakan olan Addington hemen Fransa ile barışa yanaştı. Fransa da zaten savaştan yorulmuştu. Sonunda, 27 Mart 1802'de, İngiltere ile Fransa arasında, Amiens’ barışı imzalandı.

Amiens Barışına Maddelerine Göre

1-İngiltere İspanya ve Hollanda' dan ele geçirmiş olduğu bütün sömürgeleri bu iki devlete iade edecek, yalnız Seylan ve Trinidad İngiltere'de kalacaktı.

2-Malta adasını İngiltere Malta Şövalyelerine iade deceği gibi, Mısır'daki askerini de geri çekecekti.

3-Fransa da, keza Mısır'dan ve Papalık arazisinden askerini geri çekecekti.

» Amiens Barış Antlaşması'nın 8, 9, 17 ve 19. maddeleri Osmanlı Devleti'ni de ilgilendirmekteydi.

» Amiens Barışının 8. madde ile, Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü savaştan önceki şekline kabul ediliyor (Mısır Osmanlınındır anlamına geliyor) ve 19 madde ile de Amiens Barışı'nı Osmanlı Devleti de imza etmiş sayılıyordu. 

Napolyon'un Reformları

» Fransa'nın idari taksimatını merkeziyetçi sistem esasına göre yeniden düzenledi. Bugünkü vilayet ve ilçe sistemi Napolyon tarafından kurulmuştur.

» O zamana kadar Fransa'da yargıçlar halk tarafından seçilirdi. Napolyon'un yaptığı adalet reformu ile, yargıçlar hükümet tarafından tayin edilmeye başlandı.

» Vergilerin toplanmasını hükümet adına hükümet memurlarına verdi. Mali sahadaki en büyük yenilik ise, bugünkü Fransız Merkez Bankası kurulmasıdır. Devlet adına para basma görevi bu bankaya verildi.

» Memurların daha iyi yetişmesini sağlamak için Napolyon, orta öğretim kuruluşlarının yönetimini Devlet'e verdi. Bugünkü "Lise"ler Napolyon tarafından kurulmuştur.

» İlk Fransız Medeni Kanunu da yine Napolyon tarafından çıkarıldı. Buna "Code Napoleon" deniyordu.

» Fransız ihtilalcilerinin 1790 Nisanında yayınladığı Kilise Yasası üzerine Papa'nın Fransa ile arası açılmıştı. Daha sonra 1797 Campo Formio barışı ile Napolyon Papalık Devleti'ne son verdi. Lakin 1801 Luneville barışı ile Papalık Devleti'nin yeniden kurulmasını kabul etti ve Papa ile barıştı. Bundan sonra Napolyon, bütün papazları bir hiyerarşiye tabi tuttu. Papazlar, bundan böyle Devlet'ten maaş alacaklardı. Katoliklik, resmi ve ayrıcalıklı bir din haline getirildi. Napolyon'un din alanındaki bu reformları kendisine bütün Fransa' da büyük prestij sağladı.

» Napolyon eski rejim kültürel, siyasal ve idari bakımdan dağınık olan ve ihtilalin hürriyet fikirlerinin etkisiyle büsbütün dağınıklaşan Fransa'yı reformları derli toplu hale getirmiştir.

» Napolyon Bir halk oylaması ve yeni bir anayasa ile 1802'de ömrünün sonuna kadar Birinci Konsül oldu. Fakat Napolyon bu kadarla da yetinmedi. 2 Aralık 1804'de kendisini İmparator olarak ilan etti. Bu suretle Fransa' da 1792'de kurulan Birinci Cumhuriyet sona ermiş oluyordu.

» Napolyon'un kendisini İmparator olarak ilan etmesi, "milli irade" kavramını başta olmak üzere, İhtilal'in bütün eserlerini öldürmüş oluyordu. Napolyon, Tuileries Sarayı'na yerleşti ve Bourbon'lar zamanındaki debdebeli saray hayatı tekrar başladı. Ailesinin bütün üyeleri Prens veya Prenses ünvanını aldı. Bourbon'lar zamanında olduğu gibi, bir asiller sınıfı meydana geldi. Bir çok hürriyetlere sınırlamalar getirildi. Polis rejimi şiddetlendirildi. En ufak bir şüphe üzerine vatandaşlar hapse atılıyordu.

» Napolyon'un bu faaliyetleri ve bu yönetim şekli ikili bir muhalefet doğurdu: Bir yanda Cumhuriyetçilerin, öte yanda da Kralcıların muhalefeti.

Fransa'ya Karşı Üçüncü Koalisyon

» Amiens barışının sağladığı sükünet ancak bir kaç ay devam edebildi. Özellikle İngiliz-fransız münasebetleri bozulmaya başladı.

» Napolyon, Mısır'la yeniden meşgul olmaya başlamıştı ve Napolyon'un bütün bu deniz-aşırı faaliyetleri İngiltere'yi kuşkulandırıyordu.

» İngiltere'nin Fransa ile barış halinde bulunması, İngiltere'ye bir yarar sağlamıyordu. Bu sebepten ingiliz tüccarları bu barışı eleştirmeye başladılar.

» Napolyon Piyemonte ve İsviçre'yi de Fransa'ya ilhak etmişti. Amiens barışına göre de, İngiltere'nin de Malta' dan çekilmesi gerekiyordu. Fakat İngiltere, Fransa İsviçre ve Piyemonte'den çekilmedikçe, kendisinin de Malta'yı terketmiyeceğirıi bildirince. Fransa, 26 Nisan 1803'de İngiltereye savaş ilan etti.

» Prusya tarafsız kaldı.

» Rusya, Avusturya 6 Kasım 1804'de bir ittifak yaptılar. Avusturya-Rusya birleşmesi karşısında İngiltere de Rusya'ya yanaştı ve 11 Nisan 1805'de bu iki devlet arasında da bir ittifak imzalandı.

Bu ittifaka göre;

1-İngiltere, 500 bin kişilik bir ordunun masraflarını üzerine alacak

2-Hollanda, İsveçre ve Kuzey İtalya devletlerinin bağımsızlığı sağlanacak

» Napolyon, 17 Mart 1805'de, kuzey İtalya'daki cumhuriyetlere son vererek, kendisini İtalya kralı  ilan etti. Bunun üzerine, Avusturya da İngiliz-Rus ittifakına katıldı ve böylece Fransa'ya karşı Üçüncü Koalisyon kurulmuş oldu.

Üçüncü Koalisyon'un, Üç Önemli Muharebesi Vardır:

1-Napolyon, İngiltere'yi kesin olarak dize getirmek için Britanya adasını işgale karar vermiş ve bunun için de büyük bir ordu ile bir donanma hazırlamıştı. Fakat ada çıkarmasının esas kuvvetini teşkil eden Amiral Villeneuve komutasındaki donanma, Amiral Nelson komutasındaki İngiliz donanmasına Trafalgar'da yakalanmış, 20 Ekim 1805'de büyük bir hezimete uğramıştır. Fransız donanması bu muharebede 18 gemi kaybetmişti. Amiral Nelson bu muharebede yaralanarak ölmüştü, fakat Trafalgar Zaferi de, İngiltere'nin denizlerdeki tartışılmaz üstünlüğünü sağlamış bulunuyordu.

2-Napolyon, İngiltere'yi istila planının başarısızlığa uğradığını görünce, ordusunu hızla güney Almanya'ya sevketti. 1805'de, Avusturyalıları büyük bir bozguna uğrattı. 40.000 kişilik bir Avusturya ordusu Napolyon'a esir düştü.

3-Napolyon Austerlitz  kasabası civarında 1805'de, ortak Avusturya-Rusya ordularını büyük bir yenilgiye uğrattı. Austerlitz muharebesine, "Üç İmparatorlar Muharebesi" denir. Zira, her üç devletin imparatorları da ordularının başında bulunuyordu. Bunlar I.Napolyon, II.François ve I.Aleksandr idi.

» Austerlitz yenilgisi üzerine Avusturya Napolyon'dan barış istedi. Barış antlaşması 26 Aralık 1805'de Presburg'da imzalandı.

Avusturya – Fransa Barışına Göre;

1-Avusturya,Napolyon'un Almanya' da kurmuş olduğu Bavyera ve Würtemberg Krallıklarını tanıyor ve Campo Formio ile Venedik'ten almış olduğu toprakları Fransa'ya terkediyordu.

» Austerlitz'den sonra Napolyon, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğun'na yeni bir şekil verdi ve 19 Temmuz 1806'da Paris'te imzalanan bir antlaşma ile Ren Konfederasyou adı altında birleştirdi. Bu suretle, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu sona eriyordu.

» Diğer taraftan Napolyon, Austerlitz'den sonra, kardeşlerinden, Louis'yi Hollanda Kralı yaptı.

» Napolyon Avrupa'yı kendi arzularına göre düzenliyordu.

» Rusya, 1806 Temmuzunda Napolyon ile bir "barış ve ittifak" antlaşması imzalamış ise de, Rus hükümeti, temsilcisinin, yetkilerini aştığı gerekçesi ile bu antlaşmayı onaylamamıştır.

Fransa’ya Karşı Dördüncü Koalisyon-Tilsit Antlaşması

» Austerlitz muharebesinin arifesinde, Rusya ve Avusturya'nın devamlı çabaları ve baskıları sonucu, Prusya, on yıldanberi izlemekte olduğu tarafsızlık durumunu terketmiş ve 3 Kasım 1805'de Rusya ve Avusturya ile ittifak yapmıştı. 

Bu İttifaka Göre

1-Prusya barış için iki taraf arasında aracılık yapacak ve Fransa bu aracılığı kabul etmezse, o zaman Avusturya ve Rusya'nın yanında savaş katılacaktı.

» Lakin Prusya, bu aracılık işine girişemeden, Avusturya ve Rusya Austerlitz'de yenilmişlerdi. Napolyon, Prusya'nın ne yapmak istediğini anlamıştı. Bu sebeple, Austerlitz'den sonra, Prusya üzerinde baskıda bulundu ve Napolyon'dan çekinen Prusya, 15 Aralık 1805'de imzaladığı bir anlaşma ile Fransa'nın ittifakına girdi.

» İngiltere ile Rusya Fransa ile barış yapmak için müzakerelere giriştiler. Bu görüşmelerde bir anlaşma meydana gelmedi. Görüşmeler sonuçsuz kaldığı gibi, Rusya ve İngiltere, Prusya'yı da Fransa'nın ittifakından ayırmayı başardılar.

» Napolyon bu durumu görünce, Rusya Prusya'nın yardımına gelmeden, Prusya'yı ezmek istedi ve 1806'da Prusya'ya karşı harekete geçti.

» Napolyon, İngiltere, Rusya ve Prusya'nın meydana getirdiği Dördüncü Koalisyon ile savaşa tutuşmuş olmaktaydı.

» Prusya, Napolyon karşısında fazla tutunamadı. 1806’da Prusya orduları ağır bir yenilgiye uğradılar ve Napolyon Berlin'e girdi. Bütün Prusya Napolyon'un eline geçmişti.

» Fakat Napolyon Rusya'yı barışa zorlayamamıştı. Bu sebeple, Prusya'yı ezdikten sonra Rusya'ya karşı harekete geçti.

» 1806 yılı sonunda Osmanlı-Rus savaşı da çıkmıştı. Bu suretle Rusya iki cepheli bir savaş yapmak zorunda kaldı.

» Fransız ve Rus orduları arasında meydana gelen Eylau muharebesi çok kanlı oldu. Bu sefer Napolyon'un ordusu da ağır kayıplara uğramıştı.

» Napolyon, Rusya'ya istediği darbeyi vuramamıştı. Fransız ve Rus orduları 1807'de, Friedland'da ikinci defa karşı karşıya geldiler. Rus orduları bu sefer yenilmekten kurtulamadı. Rus Çarı I. Aleksandr Napolyon’dan barış istedi.

» İki imparator 25 Haziran 1807'de Niemen nehri üzerinde Tilsit'de buluştular. Tilsit'de Napolyon ile Aleksandr arasında büyük bir yakınlık ve dostluk kurulmuştur. Buna karşılık Napolyon, Tilsit'de Prusya'ya çok kötü muamele etmiştir.

» Tilsit'de, 7 Temmuz 1807'de Rusya ile Fransa arasında ve 9 Temmuz 1807 de de Fransa ile Prusya arasında barış imzalandı. Peki Tilsit antlaşması nedir? Tilsit antlaşmasının maddeleri nelerdir? 

Tilsit Antlaşması ( Fransa – Rus Barışı )

1-Prusya'nın batı sınırları Elbe nehri oluyor; Napolyon Elbe ile Ren nehirleri arasında bir Vestfalya Krallığı kuruyor ve kardeşi Jerome'u da bu Krallığın başına getiriyordu.

2-Napolyon, Polonya topraklarında bir Varşova Büyük Dükalığı kurmak suretiyle Polonya bağımsız hale geliyordu.

3-Rusya, Napolyon'un 1806 Kasımında ilan ettiği "Kıta Ablukası"na katılıyor.

4-Tilsit'de Fransa ile Rusya arasında bir ittifak antlaşması da imzalanmıştır. Bu ittifaka göre, Napolyon Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında ve Rusya da Fransa ile İngiltere arasında barış için aracılıkta bulunacaklar. Fakat bu aracılıklar bir sonuç vermezse, Rusya ,İngiltere'ye karşı Fransa'nın müttefiki olacak; Napolyon'un Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki aracılığı sonuçsuz kalırsa, o zaman, İstanbul ile Rumeli vilayeti hariç, Osmanlı Devleti'nin Avrupa topraklan Rusya ile Fransa arasında taksim edilecektir.

5-Napolyon, Rusya'nın Finlandiya'yı ele geçirmesini de kabul ediyordu.

» Tilsit'den sonra, Aleksandr'ın İngiltere nezdindeki aracılık teşebbüsleri bu devlet tarafından reddedilince, Rusya Fransa'nırı ittifakına girdi.

» Rusya Osmanlı İmparatorluğıı'nu parçalanması için Fransa nezdinde ısrar ediyordu. Halbuki Napolyon, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması ve bölüşülmesi meselesi, Fransa bakımından şartların daha uygun olduğu bir zamana bırakmak istiyordu. Fakat Rusya'nın baskısı o kadar arttıki, nihayet Napolyon 1808'de Erfurt'da Çar Aleksandr ile yaptığı görüşmede, Eflak ve Buğdan'ın Rusya'ya terkini kabul etmek zorunda kaldı. Fakat buna rağmen Çar Aleksandr Erfurt’tan memnun ayrılmadı. Keza Napolyon da. Bundan sonra, iki devletin münasebetleri zayıflamaya başladı.

Kıta Ablukası (Blocus Continental) Ve İspanya Sorunu

» Jena zaferinden sonra Napolyon, İngiltereye karşı 1806 da "Kıta Ablukası"nı ilan etti. Yani, Avrupa devletlerinin İngiltere ile ticaret yapmasını yasakladı. İngiltere'den mal getiren ve İngiltere'ye mal götüren bütün gemiler, görüldüklerinde derhal batırılacaktı.

» Lakin, Portekiz bu kıta ablukasında bir "delik" meydana getirdi. Bunun üzerine Napolyon, İspanya ile birleşerek, 1807 Portekiz'i işgal etti. Fakat İspanya'ya güven duymayan Napolyon, 1808 İspanya Kralı IV. Charles'ı tahtından indirerek, kardeşi, Napoli Kralı Joseph'i İspanya Kralı yaptı. Napolyon'un bu hareketi, İspanya'da Napolyon'a karşı milli bir ayaklanma ve direnmenin ortaya çıkmasına sebep oldu. İngilizler de bu durum karşısında Portekiz'e asker çıkardılar. Fransız orduları Portekiz ve İspanya'daki muharebelerde yenilmeye başladılar. Napolyon'a karşı İspanya'da başlayan bu ayaklanmalar, giderek Avrupa'nın diğer yerlerine de yayıldı.

» Prusya'da da Napolyon'a karşı milli ayaklanmalar ortaya çıktı.

» Napolyon için artık kader değişmeye başlamıştı. Campo Formio ile başlayan görkemli dönem, on yıl sonra, artık sona gelmenin işaretlerini veriyordu.

Beşinci Koalisyon-Avrupa'da Milliyetçilik Akımı

» İhtilalin hürriyet fikrini bir bayrak gibi bütün Avrupa'ya taşıyarak, kitleleri hükümdarlara karşı ayaklandıran Napolyon, şimdi bu kitleleri kendi karşısında bulmaya başlamıştı. Bu silah ilk defa İspanya'da Napolyon'a yöneltildi.

» İspanyollar Fransız kuvvetlerine karşı, şimdi' "gerilla" dediğimiz çete muharebeleri yapıyorlardı.

» Napolyon'un İspanya'da başının derde girdiğini gören Avusturya, ordusunu 1809 Bavyera'ya soktu. Bu suretle savaş başlamış oluyordu. Savaşın sonucunu tayin eden muharebe, 9 Temmuz 1809 da, Wagram'da yapıldı. Fakat Avusturya yine yenildi.

» Bu muharebede, Erfurt'da, Napolyon ile ittifak yapmış olan Rus Çarı, Napolyon'a ihanet etti. Tilsit ve Erfurt ittifaklanna göre, bir Avusturya-Fransa savaşında, Fransa'yı desteklemesi gereken Rusya, Avusturya sınırlarına asker yığarak bu devlet üzerinde bir baskı görüntüsü verdiyse de, Çar Aleksandr, Avusturya'ya gizlice haber yollayıp, hiç bir harekette bulunmayacağını bildirdi. Bu şekilde Avusturya, Napolyon ile savaşırken, arkasından, Rusya'nın kendisini vurmayacağını bilerek hareket etti.

» Avusturya-Fransa savaşından yararlanan Rusya, topraklarını genişletme yoluna gitti. Galiçya’da Avusturya'ya karşı ayaklanmıştı. Bunu fırsat bilen Çar Aleksandr, Galiçya'yı işgal etti. Bu ise, Avusturya'ya dolaylı yardımdan başka bir şey değildi.

Fransa ile Avusturya arasında barış, 14 Ekim 1809'da Viyana'da imzalandı. Buna göre:

1-Galiçya toprakları iki kısma ayrılıyor ve Batı Galiçya Varşova Büyük Dükalığı'na, Doğu Galiçya da Rusya'ya veriliyordu.

2-Salzburg ve civarını Avusturya, Ren Konfederasyonu'na veriyordu. Salzburg'u Avusturya Presburg barışı ile almıştı.

3-Yine Avusturya, İstirya, Trieste ve Fiume ile Hırvatistan'ın bir kısmını Fransa'ya terkediyordu.

» Bu anlaşmadan görülüyor ki, Napolyon hala Avrupa'nın düzenleyicisi idi. Fakat ne var ki, dışardan bu derece görkemli görünen İmparatorluk, göründüğü kadar sağlam temeller üzerinde bulunmuyordu. Bu temeller sarsılmaya başlamıştı.

» Fransa'nın içinde de hoşnutsuzluk öaşgöstermeye başlamıştı. Devamlı savaşlar, Fransız halkında bıkkınlığa sebep olmuştu.

» İspanya'da başlayan milliyetçilik akımı ise, Almanya ve İtalya'da daha etkili oldu. Napolyon, bu iki ülkedeki küçük devletleri biraraya getirerek daha büyük krallıklar haline sokmuştu. Bu ise Almanya'yı da, İtalyayı da, dağınıklıktan kurtarmıştır. Bunun da iki sonucu olmuştur.

1-Her iki ülkedeki bu derlenip toparlanmalar, adeta bir "milli birlik" hareketi oldu. Bu birleşmelerle, yerel ve bölgesel nitelikli özellikler kaybolarak, daha geniş çaplı "milli’’ özelliklerin ortaya çıkması sağlandı.

2-Napolyon'un bir el darbesi ile devletleri haritadan silip, yerine başka devletler kurması ve bu devletlerle istediği gibi oynaması, hem asillerin ve hem de halkın tepkisine sebep oldu. Napolyon'a karşı, alttan alta bir sinirlilik ve nefret uyanmaya başladı.

Napolyon'un Moskova Seferi: Altıncı Koalisyon

» Tilsit ve Erfurt antlaşmaları Fransa ile Rusya arasında gerçek bir dostluk kuramamış ve iki devletin münasebetleri günden güne bozulmuştu.

Fransa ve Rusya’nın Arasının Açılmasının Sebepleri

1-Çar Aleksandr Rusya'nın topraklarını genişletmek arzusundaydı. Napolyon ile dost olmanın bir yarar sağlamıyacağını görerek, tekrar Napolyon'a cephe almaya başladı.

2-İsveç Kralı Napolyon'un Mareşal'lerinden Bernadotte'u kendisine veliahd tayin etmişti. Rusya, Fransa'nın kendisine bu derece yakın gelmesinden hoşlanmadı.

3-Napolyon'un Tilsit'de, Varşova Büyük Dükaalığı adı ile bağımsız bir Polonya ortaya çıkarması da Rusya'nın hoşuna gitmedi.

4-Tilsit'den itibaren Prusya'nın fransız nüfuzu altına girmesi, yine aynı sebeplerle, Rusya'nın hoşuna gitmedi.

5-Napolyon, Çar'ın kız kardeşi ile evlenmek istedi. Lakin Çar ailesi buna karşı çıktı. Bunun üzerine Napolyon, Avusturya İmparatoru'nun kızı ile evlendi. Napolyon Çar ailesinin reddini hazmedemediği gibi, Çar da, Fransa ile Avusturya arasında teşekkül eden bu akrabalık bağından hoşlanmadı.

6-Çar Aleksandr, Napolyon'u ezmek suretile Avrupa'da barışı sağlama görevinin Allah tarafından kendisine ve Rus milletine verildiğine inanmaya başlamıştı.

7-Önemli sebeplerden biri de, Napolyon'un ilan ettiği Kıta Ablukası'ndan Rus ekonomisinin zarar görmeye başlamasıydı. Rusya'nın İngiltere ile ticareti durmuştu. Çar'ın Kıta Ablukası'na katılması, içerde şiddetli eleştirilere sebep oluyordu. Bu sebeple Rusya İngiltere ile tekrar ticaret yapmaya başladı. Rusya artık Fransa'ya karşı cephe almaya başlamıştı.

» Napolyon Rusya'ya karşı harekete geçmek için büyük bir ordu hazırladı. Prusya’dan ve Avusturya’dan kuvvet aldı. Hazırladığı kuvvetin yarısını yabancı askerler teşkil ettiiğinden, Napolyon'un bu kuvvetlerine "Yirmi Millet Ordusu" deniyordu. Bu ordu 420.000 askerden meydana geliyordu.

» Napolyon bu büyük kuvvetle 24 Haziran 1812 de Rus topraklarına girdi. Rus kuvvetleri Napolyon ile savaşmaya yanaşmayıp, geri çekilmeye başladı. Smolensk muharebesi'ni Napolyon kazandı. Lakin Rusya Fransa ile barışa yanaşmadı. Rus orduları mütedamiyen geri çekiliyor ve Napolyon da uçsuz bucaksız Rus ovalarının içine girdikçe giriyordu. Napolyon'un ilerleyişi Moskova'ya kadar devam etti. 5 Eylül 1812 de yapılan Borodino muharebesini yine Napolyon kazandı ve Moskova'ya girdi. Fakat Moskova yanıyordu. Ruslar çekilirken Moskova'yı yangına vermişlerdi.

» Napolyon Moskova'da 35 gün bekledi. Kış bastırmıştı. Moskova'ya gelinceye kadar esasen büyük kayıplara uğramıştı. Asker, gıdasızlık, soğuk ve hastalıktan mütemadiyen kırılıyordu. Rus halkının milliyetçilik duyguları uyanmış ve Fransız ordusunu durmadan arkadan vuruyordu. Aleksandr'a üç defa haber yollayıp, barış teklif ettiyse de, Çar bunların hepsini reddetti.

» Bunun üzerine Napolyon 1812 de Moskoya'yı boşaltarak geri dönmeye karar verdi. Fakat dönüş bir hezimet oldu. Rus ordusu bu sefer saldırıya geçmişti. Ordu her gün sayısız kayıplar veriyordu.

» Napolyon'un Rusya'daki hezimeti, bütün Avrupa'yı kendisine karşı ayaklandırdı. Prusya'nın liderliğindeki bütün Almanya tek vücut gibi birleşmişti. Avusturya da harekete geçmişti. Bu durum karşısında, savaşa devam etmekten vazgeçmeyi düşünen Rusya da bu devletlere katıldı. İspanyol milliyetçileri ile birleşen İngiltere de harekete geçti. Bu, Napolyon'a karşı Avrupa'nın Altıncı Koalisyonu idi.

» Napolyon, Altıncı Koalisyonuna karşı harekete geçti. Kayınpederi Avusturya İmparator I. François 1813 de, Leipzig'de "Milletler Muharebesi" yapılan ve denen muharebeyi kaybetti.

» Moskova yenilgisi Napolyon'un da sonuna getirdi.

Napolyo’nun İktidardan İndirilmesi

» Altıncı Koalisyon'un müttefikleri Napolyon'a, Fransa'nın, 1795 sınırlarına çekilmesi şartile barış teklif ettiler. Napolyon bu teklifi reddetti. Bunun üzerine Müttefikler, yani Rusya, Avusturya, İngiltere ve Prusya, 1 Mart 1814 de, Chaumont'da bir ittifak imza ederek, Fransa 1792 sınırlarına çekilinceye kadar mücadele etmeye karar verdiler. Fransa her taraftan işgal edilmeye başlandı.

» Şimdi Fransa'nın içinden de Napolyon'a karşı muhalefet ortaya çıktı. Napolyon düşürülmek isteniyordu. 31 Mart 1814 de Paris Müttefiklere teslim oldu.

» Napolyon'un Dışişleri Bakanlığını yapan ve yakın dostu, Talleyrand, 31 Mart'ta Senato'yu toplayarak Napolyon'un İmparatorluk"tan düşürülmesi kararını aldırdı.

» Napolyon ile Avusturya, Prusya ve Rusya arasında 11 Nisan 1814 de yapılan Fontainenleau Antlaşması ile kendisi ile oğlu adına İmparator'luktan feragat etti. Napolyon kendi ve ailesi adına imparatorluktan feragat etmekle beraber ‘’İmparator’’ ünvanını ve kardeşleri de Prenses ve Prens ünvanlarını koruyacaklar ve Napolyon ile ailesi fertlerine belirli miktarlarda maaş bağlanacaktı. Ayrıca, Napolyon Elbe adasında oturacaktı.

» 30 Mayıs 1814 de Paris'te, bir yandan Fransa ile dört müttefik devlet arasında bir yandan da Fransa ile müttefiklerin her biri arasında barış antlaşmaları imzalandı. Bu antlaşmalarla Fransa 1792 sınırlarına çekiliyordu. Napolyon'un alt-üst ettiği Avrupa haritasının yeniden düzenlenmesi için Viyana' da bir Kongre toplanacaktı ve Fransa, bu Kongre'nin kararlarını peşinen kabul ediyordu.

Kaynakça

Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi