![]() |
Şark Raporu |
Cumhuriyet’in ilanına müteakip ülkenin doğusunda çok sayıda Kürt isyanı patlak verdiği bilinmektedir. Bu isyanlar tabi ki tek başına kendiliğinden çıkmadığı malumdur.
Peki bu isyanlar başlıca olanları nelerdir?
- 1925 Şeyh Sait
- 1930 Ağrı İsyanı
Yeni kurulmuş ve cihan harbinden çıkmış olan Türkiye
Cumhuriyeti savaşın getirdiği mali yük ve isyanlar yetmiyormuş gibi Dünyada
meydana gelen büyük bir ekonomik bunalım da etkisi altına girmiştir.
İşte Celal Bayar, 1932 yılında İktisat Bakanlığı'na böyle
bir ortamda getirilir. 1936 yılında Şark (Doğu) Raporu hazırlaması için
görevlendirilir.
Peki neden böyle bir rapora ihtiyaç duyuldu?
Çünkü bu dönemde Doğu illerinden sürekli isyanlar patlak
vermektedir. Bu durum devleti zor durumda bırakmaktadır. Bu isyanları önlemek
amacıyla 1935’de ‘Tunceli Vilayetinin İdaresine İlişkin Kanun’ çıkarılmıştır.
Lakin bunlar yetersiz olmaktadır. Bu isyanların asıl nedenini öğrenmek ve Doğu
illerinde yenilikler yapma vakti geldiği düşünülerek Celal Bayar
görevlendirilmiştir.
Celal Bayar’ın Şark Raporunun ihtivasına geçmeden önce
Unutmamalıyız ki bu rapor Cumhuriyet döneminin Şark’la ilgili raporlarından bir
tanesidir. Cumhuriyet döneminin ilk raporu değildir. Ama Atatürk döneminin son
Şark Raporudur.
Celal Bayar Şark Raporu kapağında ‘’ Gayet mahrem ve zate
mahsustur’’ yazısı, raporu görüp yazı yazan herkes gibi beni de önce tesir altında
bıraktı. Bu konu üzerinde belgeler ışığında araştırma yapmama vesile oldu.
Celal Bayar Şark Raporundan detaylı bir şekilde
bahseder misiniz?
Celal Bayar’ın Şark Raporu ana bölüm ve iki eki ile birlikte
üç bölümden oluşuyor. Birinci kısımda Doğu bölgesiyle ilgili sosyal ve
kültürel, politik görüşleri bulunmaktadır. Raporun geri kalan kısmında ise,
Bayar’ın iktisat konusundaki görüş ve önerileri yer almaktadır.
Celal Bayar Şark Raporunu hazırlamak amacıyla ilk ziyaret
ettiği yer Zonguldak olmuştur. Daha sonrasından ziyaret ettiği yerler ise;
Sinop, Samsun, Ordu, Trabzon, Rize, Artvin, Ardahan, Kars, Çıldır, Iğdır,
Bayezıt, Erzurum, Van, Muş, Siirt, Diyarbakır, Malatya, Mersin ve Konya’dır.
Celal Bayar Raporunda kısaca şunları ifade etmektedir;
1-Türk-Kürt ayrımı yapılmamalıdır.
2-Kürtler okutulmalı, devlet işlerinde çalışabilmelidir.
İdarecilerin nasıl bir sistem takip edecekleri açıkça belirtilmelidir.
3-Hükümet lojmanları muntazam olmalı. Memurlara oturacakları
lojmanlar inşa etmelidir
4-Devlet otoritesi sağlanmalıdır.
5-Toprak kavramı köylüyü hükümete bağlayacak unsurdur.
Yalnız toprak dağıtımı değil, yanında kredi vasıtalarını, istihsal imkanlarını
da beraberinde vermelidir.
6-İdarecilerin Ekonomi bilmesini istemektedir.
Celal Bayar Doğu illeri hakkında ifadesi ise acı ama gerçeği
yanıstmaktadır ki; ‘’ Doğu illeri bizim rejimimiz gelinceye kadar kati bir
tarzda hakimiyetimiz altına girmemiştir. Geçmiş hükümetler, halk üzerindeki
hakimiyetlerini ağalar ve şeyhler vasıtasıyla yürütmek istemişlerdir. Ağalar ve
şeyhlerin soyduklarının bir kısmını hükümet erkanına vermeleri suretiyle
müşterek idare-i maslahat devri yaşanmıştır.’’ demek suretiyle Doğu
bölgesindeki hakimiyetimizin bir göstergesini bizlere sunmaktadır.
Bu vakıa da dayanacağımız en mühim kuvvet, ordumuz ve
jandarmamızdır.
Bayar’ın düşüncesi, çatışmaların bittiği yerde herkes için
‘’fark gözetmeden’’ huzurlu bir yaşamın hüküm sürmesiydi. Ayrımcılığın
karşısındaydı. Bunu, kendisinden önce yazılmış raporlardaki sert ve baskıcı
görüşlere karşı açık ve net bir şekilde ifade
ediyordu.
Celal Şark Raporunda İktisad ile ilgili alınması gereken
tedbirleri de raporunda tek tek bizlere ifade ettiği görülmektedir.
KAYNAKÇA
Celal BAYAR- Şark Raporu, Kaynak Yayınları